BIŞAR ARSLAN
@bisararslan
Barbaros Şansal’ın avukatı, ünlü modacıya küfür eden Adem Ç.’ye yönelik beraat kararını istinaf mahkemesine taşıyarak itiraz etti.
Şansal, 2017’de sosyal medya hesabından bir video paylaşmış, Adem Ç. bu paylaşıma “anasını s*** lazım bu o*** çocuğunun” şeklinde küfürlü bir yorumla yanıt vermişti.
Şansal, Adem Ç.’ye ‘sesli yazılı veya görüntülü bir iletiyle hakaret’ suçlamasıyla üç aydan iki yıla kadar hapis istemiyle dava açmıştı.
Mahkeme heyeti, ilk haksız eylemin Şansal’dan kaynaklandığını, paylaşımınsa milli değerlere aykırı olduğunu iddia etti.
Heyet bu nedenle ‘haksız tahrik’ altında olduğunu iddia ettiği sanığa ‘sesli yazılı veya görüntülü bir iletiyle hakaret’ suçlamasından ceza verilmemesine hükmetti.
Şansal’ın avukatı Bişar Alınak, kararı ‘hukuk garabeti’ olarak niteledi ve istinaf mahkemesine taşıdı.
Alınak’ın Diken’e açıklaması şöyle:
“Müvekkilimiz Barbaros Şansal’a edilen ağır hakaretler sebebiyle açılan ceza davasında, mahkeme sanığı hukuk garabeti niteliğinde bir kararla beraat ettirmiştir.
Mahkeme bu kararını açıklarken, sanığa ait “anasını s***** lazım bu o***** çocuğunun” ifadelerinin haksız tahrik altında kullandığı gerekçesine sığınmıştır.
Hakaret suçunda ilk haksız fiilin kimden kaynaklandığı hususunu beraat gerekçesi kabul edebilmek için, söz konusu fiilin ölçülülüğü ve sanık muhataba yönelip yönelmediği ölçütleri göz önünde tutulmalıdır.
Müvekkilimizin, sanığa yönelik haksız fiil niteliğinde bir davranışı olmadığı gibi, hakaret gerekçesi edilen sözleri de görüşlerini açıklama niteliğinde olup ifade özgürlüğü sınırları içerisinde değerlendirilmelidir.
Mahkeme özetle, sanığın görüşlerini ifade etme biçimini beğenmediği birine ağza alınmaz küfürler etmesini hukuka uygun bulmuştur. Bu karar ülkedeki herkese verilmiş, karşıt görüşlü insanların fikir açıklamalarını haksız fiil sayıp dilediğince hakaret etme ruhsatı niteliğindedir.
Kararı verenler gerekçelerinde samimilerse soruyoruz; müvekkilimize yönelik kullanılan bu ifadeyi, milyonlarca insana “sürtük” diyen cumhurbaşkanına karşı kullanan bir kişi için de aynı kararı verebilecekler mi? Cevap hayırsa, bu kararı herkesin mahkemeler önünde eşit olduğu ilkesiyle nasıl bağdaştırabiliyorlar? Bu kararı esas alacaksak, görüşlerini kışkırtıcı bir üslupla ifade eden her siyasetçi, her sanatçı, en ağır küfürlere muhatap olmayı hak etmiş midir? Bu insanlar, bu sebeple hukuki korumadan mahrum mu bırakılacaklar?
Tamamen politik fanatizm etkisiyle verilmiş bu kararın istinafa taşınması ve nihayetinde bu yanlıştan dönülmesi için başvurumuzu yaptık. Benzeri kararlarla mağdur edilen müvekkillerimizin ilgili davalarında olduğu gibi, bu hukuk dışı kararın da istinaf mahkemesince düzeltileceğine inanıyor, tarafsız yargıyı siyasi motivasyonlarla itibarsızlaştıran bu kararın sahiplerini ve cesaret aldıkları iradeyi kamuoyunun vicdanına havale ediyoruz.”