MESUDE DEMİR
@mesudedemirr
İnternetin gelişmesiyle, kumara götüren yollar da çeşitlendi. Ulaşmaksa hiç bu kadar kolay olmamıştı. Bir mobil telefon ve internet yetiyor. Evde, işte, okulda, arabada her yerde kumar oynamak mümkün. Bu olanaklar, kumar bağımlılığını ‘patlattı’ desek abartmış olmayız.
Önce kumarı tanımlayalım. Kumar daha büyük bir kazanç sağlamak amacıyla, değer taşıyan bir şeyi (çoğunlukla para) riske atma eylemi.
Kumar oynayan çoğu kişi bunu sorunsuz bir biçimde geçekleştirir. Bunların amacı eğlencedir ve işlevselliklerinde herhangi bir bozukluk görülmez. Ancak bazı kişiler, olumsuz sonuçlarına rağmen kendilerini kumar oynamaktan alıkoyamazlar. Kumar bağımlılığı işlevsellikte bozulmaya neden olacak şekilde ve sürekli bir biçimde kumar oynama davranışını ifade eder.
Kumar bağımlılığı, kişinin maddi, sosyal ve psikolojik zarar yaşamasına rağmen kumar oynama davranışını kontrol edememesidir. Bu grupta kumar oynama davranışı psikolojik problemler, maddi kayıplar, öz kıyım girişimleri, adli problemler, işyeri sorunları ve düşük yaşam kalitesi gibi pek çok alanda sorun yaratacak düzeye gelir.
Kumar bağımlıları, zararlarını bilseler de bu isteğe karşı koyamazlar. Kumar oynama üzerinde kontrolleri kalmaz. Bu genellikle sık kumar oynama alışkanlığı nedeniyle gelişir. İş, aile, sosyal ilişkiler ve finansal durumlarında ciddi olumsuz etkiler yaratır.
Kumar bağımlılığında genetik geçiş ihtimali var
Uzun yıllardır bağımlılık tedavisiyle uğraşan psikiyatrist Prof. Dr. Cüneyt Evren kumarla ilgili Diken’in sorularını yanıtladı:
Kumarın hangi özellikleri çekici geliyor?
Kumarın çekiciliği, insan psikolojisindeki ödül beklentisine dayanır. Belirsizlik ve heyecan, beynin ödül sistemini uyararak büyük kazanma olasılığının cazibesini artırır. Sosyal etkileşim, strateji kullanma, anlık tatmin ve kazanç umutları da kumarı çekici kılan unsurlar.
Kimlerde bağımlılığa dönüşme riski daha yüksek?
Kumar bağımlılığının genetik geçiş ihtimali yüzde 50-60 olarak biliniyor. Toplum temelli çalışmalar kumar bağımlılığının hem çevresel hem de genetik risk etkenleri olduğunu ortaya koyuyor. Yani kişiye genetik olarak aktarılan kumar bağımlılığına ek olarak, büyürken yine aynı ebeveynin kumar oynama davranışını örnek alabilir.
Psikiyatri kliniğinde yatarak tedavi gören hastalarda olduğu gibi bazı klinik popülasyonlarda kumar bağımlılığı oranları daha yüksek. Bu da kumar oynamanın yüksek ve hızlı ödüllenme ile depresif belirtileri ya da kaygı belirtilerini geçici olarak rahatlattığını düşündürüyor. Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu gibi ruhsal rahatsızlıklar nedeniyle ödül yetersizliği yaşayan, dürtüselliği yüksek, yani kendini kontrol etmekte zorluk yaşayanların kumar bağımlılığı geliştirme riski yüksek.
Kumar oynayanlar hangi duyguları yaşıyor?
Kumar oynarken, heyecan, merak, umut ve adrenalin yükselmesi gibi duygular hissedilir. Ancak kayıplar arttıkça hayal kırıklığı, stres ve suçluluk gibi olumsuz duygular ortaya çıkar.
Kumarhaneler ve oyun oynatıcıları bu süreçleri nasıl yönetiyor ve manipüle ediyor?
Kumarhaneler, sık kazanım yanılsamaları yaratacak tasarımlar ve ödül geri bildirim döngüleri kurarak bu duygusal dalgalanmaları yönetir. Aslında kazanmak ya da kaybetmek yani para değildir bağımlı olunan. Zaman içinde kumarın kendisine bağımlılık geliştirilir. Kazanmak ödüllendiricidir ve kişi oynamaya devam eder.
Kumar bağımlılığı olan parasını çekip borçlarını kapatmaz ya da bir ihtiyacını karşılamaz. Oynamaya devam eder ve kazandıklarını tekrar kaybeder. Sonra kayıplarının peşine düşer. Kumar bağımlılığında bir kayıp bile ‘neredeyse kazanç‘ olarak değerlendirilerek ödül sisteminde yarattığı ödüllenmeyle kumar oynama motivasyonunu arttırır.
Yani, küçük kazançlar veya kazanmaya çok yakın olma (kıl payı kaybetme) hissi, oyuncuları oyunda tutar ve beyin ödül sistemini uyarır.
Kumar oyunları ve ortamları kumar oynama isteği ve arzusunu arttıracak şekilde düzenlenir.
Kumarhanelerde kişilerin oynamaya devam etmesini sağlamak için bir yandan ücretsiz alkol ikramı yapılırken, ortamın oksijeni de yüksek tutuluyor.
Bir kez bahis hesabı oluşturanların peşini bırakmıyorlar
Dijital ortamda kumar oynayanları nasıl yakalıyorlar?
Dijital ortamda yapılan reklamlar, özellikle yarış ve spor üzerine bahis oynayan kişiler için kumar oynamayı tetikleyici bir etken. Bu reklamlar televizyon, radyo, bahis siteleri, internet ortamı, radyo veya direk telefonla arama veya mesaj gönderme yoluyla gerçekleştiriliyor. Bu reklamların bir kısmı oyuncuların karşısına bahis sitelerinde çıkıyor. Ancak büyük bir bölümü spor karşılaşmalarını veya eğlence programlarını izlerken veya ilgisiz internet sitelerinde karşılarına çıkıyor. İstemeden bu reklamlara maruz kalınıyor.
Bir kez bahis hesabı oluşturan kişilerse elektronik posta, telefon veya sosyal medya üzerinden bahis sitelerinin tekrarlayıcı reklamlarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu reklamların içeriği genelde kişilere bedava/bonus bahis oynamalarını, yatırdıkları miktarı kaybetmeleri halinde geri alacaklarına dair teminatı, paralarını erkenden çekebilme imkanını içeriyor. Kumar bağımlılığı olan pek çok kişi için bu uyaranlar kumar oynama isteğini arttırır.
Bu uygulamaların hedefi genelde daha riskli bahisler oynanması, farklı bahis sitesine geçişin sağlanması ve daha fazla bahis oynanması.
Hangi faktörler buna zemin hazırlıyor?
Kumar bağımlılığı karmaşık ve çok boyutlu bir problemi yansıtıyor. Biyolojik, psikolojik ve sosyal pek çok faktörün bağımlılığının gelişiminde rol oynadığı düşünülüyor. Kumar bağımlılığında erken başlangıç, cinsiyet, sosyal model, kişilik özellikleri, antisosyal davranışlar, etkisiz baş etme stratejileri, duygudurum bozuklukları, kaygı bozuklukları, madde bağımlılığı, düşük kendine güven ve sosyal desteğin az olması gibi risk faktörleri de bulunuyor.
Ancak bunların tek başına kumar bağımlılığı gelişimine yol açmadığı, bozukluğun gelişiminde pek çok faktörün rol oynadığı ve bu risk faktörleriyle kumar bağımlılığı arasında direk bir nedensellik ilişkisi kurulamayacağını söyleyebiliriz.
Kumarın eğlenceden bağımlılığa dönüşmesi nasıl oluyor?
Birçok faktör rol oynuyor. Beyindeki ödül sisteminin kumar oynarken serbest bıraktığı dopamin ödüllenme oluşturarak kumar oynama motivasyonu sağlar. Yani kişiyi tekrar oynamaya iter. Birey, kumardan artık keyif almasa bile sanki zorundaymış gibi kumar oynamaya devam edebilir.
Ayrıca stres, depresyon, ekonomik zorluklar ve genetik yatkınlık gibi faktörler bağımlılığa zemin hazırlar. Tüm bağımlılarda olduğu gibi, kumar bağımlılığı olanlar da yakın zamandaki küçük ödülleri gecikmiş büyük ödüllere tercih etme eğilimi gösterirler.
Söz konusu bu eğilim bir yıllık remisyon (bir yıl kumar oynamama) sonrasında da aynı şekilde devam eder. Dürtüsel özelliklerin yanında kumar bağımlılığı olan kişilerin bir bölümünde kompulsif özellikler de vardır. Kumar oynama davranışının doğası zaman içerisinde değişiklik gösterebilir. Başlangıçta ödül arama davranışı yani dürtüsellikle ilişkiliyken, sonraki dönemde stresli uyaranla tetiklenmeye başlar. Kaygıdan kurtulmak için kumar oynamaya yani kompulsif bir biçime dönüşür.
Ebeveyn gözetimi kumar bağımlılığına karşı koruyucu
Kişilik yapısıyla ilgisi var mı?
Belirli özelliklerin kumar bağımlılığı riskini arttırdığı öngörülüyor. Erkek cinsiyet, ergenlik dönemi ve genç erişkinlik, düşük eğitim düzeyi, travma öyküsü, yüksek düzeyde dürtüsellik ve psikopatolojiyle dezavantajlı bölgelerde yaşamak kumar bağımlılığı riskini arttırır. Öte yandan ebeveyn gözetimi, kumar bağımlılığına karşı koruyucu.
Kumar bağımlılığı ile kişilik özellikleri arasında bağlantılar var. Dürtüsellik, yüksek risk alma eğilimi, yenilik ve heyecan arayışı özellikleri ve düşük öz-kontrol gibi özellikler kumar bağımlılığına yatkınlığı artırabilir.
Kumar bağımlılığı olanların yarısında, en az bir kişilik bozukluğunun tanı kriterleri var. Kumar bağımlılığına ek başka bir psikiyatrik bozukluğu olanlarda ise bu oran daha da yüksek. En sık görülen kişilik bozukluğu, narsistik kişilik bozukluğu olup, bunu antisosyal, kaçıngan, obsesif-kompulsif ve sınır kişilik bozukluğu izliyor.
Bu bağımlılar, başka bağımlılıklara da daha yatkın mı?
Kumar bağımlıları genellikle diğer bağımlılıklara da daha yatkın. Bir bağımlılık, diğerini tetikleyebilir. Tüm bağımlılıklar, madde ya da davranışsal, birbirlerinin riskini arttırırlar. Herhangi bir bağımlılığı olan bir kişi eş zamanlı başka bağımlılıklar (örneğin alkol bağımlılığı olan birinin aynı anda kumar bağımlılığı sorunu olabilir) da da geliştirebileceği gibi, alkol bağımlığı olan alkolü bıraktıktan sonra kumar bağımlılığı geliştirebilir. Ya da kumar bağımlılığı olan biri kumar oynamanın olumsuz sonuçlarıyla birlikte kendini rahatlatmak için başladığı alkole bağımlı hale gelebilir.
Çünkü beyin ödül merkezi yüksek ve hızlı ödüle alışmıştır. Bunu bir bağımlılık davranışıyla olmazsa diğeriyle sağlamaya çalışır. Bu arada kumarhanelerde ücretsiz alkol dağıtıldığını da hatırlatmak isterim. Bu sayede kişiler zaten zorluk yaşadıkları kontrollerini tamamen kaybediyor, tüm varlıklarını kaybedene kadar oynuyor.
Danışanlarımın arasında madde bağımlılığı tedavisinden sonra uyarılarıma rağmen kumara başlayan ve durdurmakta zorluk yaşayanlar nadir değil. Ben onu uyardığımda “Şu lanet maddeyi kullanmasında ne yaparsa yapsın” diyen bir babanın daha sonra, “Bizi mahvetti, ocağımıza incir ağacı dikti” dediğini duymuşluğum var.
Kontrol illüzyonu
Kumar oynamak şans mı, bir beceri ya da yetenek mi? Zekayla ilgisi var mı?
Kumar, büyük ölçüde şansa dayalı. Ancak bazı oyunlarda sınırlı strateji ve beceri gerekiyor. Örneğin, pokerde strateji geliştirme önemli. Spor ya da at yarışı gibi bahis oyunları bilgi gerektiren tür kumarlar. Kişi kayıplarından sonra kazanmak için geliştirdiği strateji ya da formüldeki eksiği tamamladığını ve bu sefer kazanacağına inanır.
Ancak çoğu oyun, özellikle rulet ve slot makineleri, tamamen şansa dayanır. Zeka, analitik düşünme ve hızlı karar verme konusunda avantaj sağlayabilir. Ancak genel olarak sorunlu kumar oynayanlarda karar verme sürecinde bozukluklar saptanıyor.
Kumar bağımlılığı kumarla ilişkili bilişsel çarpıtmalarla ilgili. Bu çarpıtmalar kumardaki bağımsız etkenlere dair yanlış inançlarla ilişkili. Kişi şansa bağlı olan olayların sonucunu kontrol edebileceği veya öngörebileceği yanılgısı, yani ‘kontrol illüzyonu‘ yaşar. Kumar bağımlılığı olan kişi geriye baktığında kazanmalar hatırlar ama kayıplar önemsenmez. Onlar hep tekrar geri kazanılacak olanlar. Ayrıca son anda yaşanan kayıplar kayıp gibi yaşanmaz, neredeyse bir kazanç sağlanıyormuş gibi yaşanır.
Bir de kumar oynayan bazı kişilerin şanslı giysiler veya rakamlar gibi sonucu belirleyeceğine inandıkları totemleri ve ritüelleri vardır.
DEVAM EDECEK…