Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi hatip olarak en önemli özelliği, diğer bütün oyuncuları kendi gündemine ve kavram dünyasına sıkıştırabilmesiydi. Böylece, herkesin cevap oluşturmaya çabaladığı sözler, gündemler kurarak, sürekli bir adım önde olmayı başarıyordu. Cumhur İttifakı, seçim yasası ve baskın seçim gibi çoğu Bahçeli’nin elinden çıkmış hamlelere rağmen, iktidar blokunun son dönemde bu avantajını önemli ölçüde kaybettiği izleniyor.
Bu avantajın geri kazanılamaması ve giderek bunun daha hissedilir olmasının Erdoğan’ın performansında da açık izleri görülüyor. Hissettiği gibi siyaset yapan Erdoğan, hissettikleri özgüvenden, uzaklaştıkça, psikolojik üstünlüğünü kaybediyor, kaybettikçe de daha savunmacı bir dile ve daha fazla hataya doğru ilerliyor. Alışık olduğu üslubu yumuşatmaya zorlanan veya ikna edilen Erdoğan, “havasını” kaybediyor.