Eşi Hanife Babayiğit’i tüfekle vurarak öldürdüğü gerekçesiyle yargılanan Mesut Babayiğit’e ‘haksız tahrik ve iyi hal indirimi’ uygulanarak verilen 20 yıl hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. Kararda Babayiğit’in, öldürdüğü eşinin arkasından söylediğini iddia ettiği ifadeler ve tüfeğin bir anda ateş aldığı yönündeki beyanı esas alındı.

Konya’da 31 Ekim 2018’de yaşanan cinayette Mesut Babayiğit, bir yıllık eşi 24 yaşındaki Hanife Babayiğit’i, eğlence merkezinde çalıştığı için tüfekle vurarak öldürmüştü.
Davanın iddianamesinde, olay sabahı Hanife Babayiğit’in, Mesut Babayiğit’i telefonla arayarak “Çocuğu almaya geliyorum” dediği, Babayiğit’in de eşinin beraberinde birileriyle geleceği düşüncesiyle tüfeğini spor çantasına koyduğu anlatıldı. İkilinin daha sonra konuşmak için taksiyle olayın yaşandığı boş araziye gittiği kaydedilen iddianamede Hanife Babayiğit’in, eşine barda çalışmasına müsaade etmemesi halinde, alkol alıp başka erkeklerin kendisine yaklaşmasına izin vereceğini söylediği öne sürüldü. İddianamede Mesut Babayiğit’in, eşinin kendisini tahrik ettiği, erkeklerle öpüşürken çekilmiş fotoğrafları gönderdiği ve pişman olduğunu yönündeki ifadeleri de aktarıldı.
Önce ağırlaştırılmış müebbet
Konya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamanın karar duruşmasında, tutuklu sanık ‘eşi kasten öldürme’ suçundan önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ceza, haksız tahrik indirimiyle 24 yıla, iyi hal indirimiyle de 20 yıla indirildi.
Tüfeğin bir anda ateş aldığını beyan etti,
tasarlama yok dendi
Mahkeme Mesut Babayiğit’e verdiği hapis cezasının gerekçeli kararını açıkladı. Sanığın olayı tasarlamadığı, cinayeti bir anlık sinirle gerçekleştirdiği belirtilen gerekçeli kararda şu ifadelere yer verildi: “Hanife’nin Mesut’a tekrar gazinoda çalışmasına müsaade etmezse, alkolüne, eroinine karışırsa başka erkeklerin de kendisine yakınlaşmasına izin vereceğini söylediği, bu durumu destekler nitelikte resimlerin dosyada mevcut olduğu, bunun üzerine Mesut’un sinirlenip tüfeği eline aldığını, amacının Hanife’yi korkutmak olduğunu, ancak tüfek elindeyken hiç farkına varmadan tüfeğin bir anda ateş aldığını beyan etmesi nedeniyle olayda tasarlamanın olmadığı tespit edilmiştir”.
Gerekçeli kararda Mesut Babayiğit’in suçu haksız tahrik altında işlediği sonucuna ise şöyle varıldı: “Mesut Babayiğit’in yargılama aşamasında istikrarlı ve birbiri ile çelişmemek üzere Hanife’nin uyuşturucu kullandığını, uygunsuz bir hayat sürdüğünü, Hanife’nin başka erkeklerle dudak dudağa resimlerinin olduğu, tanık beyanlarına göre Mesut’un zaman zaman Hanife’nin tehditlerine maruz kaldığı, tanığı olmayan olayda aksi sabit olmayan savunma içeriğine göre Hanife’nin olay öncesi Mesut’a yönelik tehditlerin, başka erkeklerle dudak dudağa çekilmiş fotoğraflarını Mesut’a göndermesi, Mesut’un ifadesine göre Hanife’nin Mesut’tan uyuşturucu kullanımına karışmaması istediği, aksi takdirde başka erkeklerle yakınlaşacağını belirtmesi üzerine Mesut’un sinirlendiği, olayı bir bütün olarak değerlendirildiğinde olayın haksız tahrik altında gerçekleştirildiği kabul edilmiştir.”