• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Kadınların eşitlik talebi Erdoğan'ı neden geriyor?

08/03/2016 12:20

 

mehves evin kelle sbMEHVEŞ EVİN

mehvesevin@diken.com.tr

 

Bari Kadınlar Günü’nde bizi rahat bıraksa diyeceğim ama artık fark etmiyor. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi dünyasını herkese zorla kabul ettirmeden rahat edemiyor. Kadınlıksa, onun da en doğrusunu Reyiz bilir, söyler!


Erdoğan’ın, giderek büyüyen eşitsizlik sorununa, kadına yönelik şiddet ve cinayetlere, ortaeğitimden giderek daha fazla ayrılan kız öğrencilerin durumuna dikkat çekecek hali yok ya! Ne de olsa kadına dair sorunlar, kendi rejimiyle birlikte daha can yakıcı hale geldi.

Dolayısıyla en iyi bildiği şeyi yapacak, yani demagoji. Erdoğan’ın gözünde kadın değersiz değil, ama değer verdiği tek bir kadın prototipi var: Edilgen, kırılgan, emre amade ve örtülü.

Kadın, sosyal ve ekonomik değeri olan değerli bir mal. Yoksa kim doğuracak? Kim evi toplayacak? Kim çocuklara bakacak? Kim bir evin makarnasından donuna, her ayrıntıyı temin ve organize etme görevini üstelenecek? Kim, hastaya, yaşlıya bakacak? Üstelik hizmet bedava!

Kim, erkek öfkesinin hedefi olup stres topu gibi duvarlardan duvarlara çarpılacak? Kim, kocasının ağzından çıkan her saçmalığı hayran hayran dinleyecek? Kim, saçıyla, başıyla, dekoltesiyle, örtüsüyle erkekliğin ve devlet otoritesinin en sevdiği müdahale alanı olacak?

Eşitsizlikten beslenen, kazançlı çıkan kim?

Erdoğan, her seferinde çıtayı yükseltmeyi özellikle seçiyor. En son “Kadın-erkek eşit değildir”den “Eşitlik adı altında kadın her türlü sömürü ve istismara açık hale getirildi” eşiğine geçmiş.

Dikkat ederseniz taş yine Batı ve Batılı değerlere gidiyor. Diyor ki; Batı, kadını eşitsin diye kandırdı. Bedenini, emeğini sömürdü. İslamcıların pek sevdiği deyimle ‘meta’laştırdı.

Bu bakış açısı bana Hatay’da tanıştığım çok eşli bir muhafazakarı hatırlattı. Adam, ikinci eşini Suriye’den getirip karısının üst katına yerleştirmişti. “Eşiniz bu duruma ne diyor?” diye sorduğumda hemen salvosunu yaptı ve Batı’nın ahlaksızlığından, erkeklerin karılarını zaten aldatarak cinsel hastalık bulaştırdığından dem vurarak kendini savundu.

Kişilerin özel yaşamı bizi ilgilendirmez, isyanımız erkek egemen kafanın kendi doğrularını her fırsatta empoze etmesine… Temel bir insan hakkı olan kadın-erkek eşitliğini reddederek farklı tanımlar getirmeye çalışmalarıın nedenin, eşitsizlikten beslendikleri, kazançlı çıktıkları için.

Kadın imtiyaz değil, eşitlik istiyor

Erdoğan, kadın olmanın ‘imtiyazlı olmak’ anlamına geldiğini, kadın doğurduğunda cezalandırılmadığını, aksine mükafatlandırıldığını söylemiş.

1- Eşit olmayan hiçbir varlık imtiyazlı olamaz, aksine dezavantajlı konumdadır.

2- Kadınlar imtiyaz değil, eşitlik istiyor. Fazlasını değil, aynı hakları! Aynı ücreti! Aynı özgürlüğü!

3- Doğurmanın ceza olduğunu kim söylemiş? Ceza olan, eşit olmayan koşullarda, doğurmayı kadınların mecburiyeti, en önemli işlevi olarak görmek.

Kadıköy Belediyesi ve Lambda İstanbul’un hazırladığı afişleri ima eden Cumhurbaşkanı, kadınları özgürleştirmek adına ‘kadını kadın yapan imtiyaz’ların ortadan kaldırmaya çalışıldığını, kadınlara hakaret eden zihniyetin en büyük kadın düşmanı olduğunu da belirtmeden geçmemiş.

Yani erkeklerin kadınlara şiddet uygulaması, baskılaması, kontrol altında tutması ve öldürmesi değil de cinsiyet özgürlüğü, en büyük sorun!

Eşitsizliği reddetmek başlı başına istismar

Yani yine başa dönüyoruz: Kadın ve erkekler farklı cinsel tercihler yapar ve bu tercihler kabul görürse, doğuracak, çalıştırılacak, sömürülecek nüfus azalacak. Korku, bundan kaynaklanıyor: “Bunların kadını özgürleştirmekten anladıkları kadını kendi ideolojilerinde kurdukları dünyaya köle yapmaktır. Ailesinden, mahallesinden, değerlerinden kopararak istismar ettikleri kadınları hedef alanlar nesillerimizi hedef alıyorlar.”

Kim kimi istismar ediyor acaba? Eğer aile, mahalle, değerler toplamı, bir kadını toplu tecavüze, derin depresyona hatta ölüme götürüyorsa, kopar gitsin!

Aileye, mahalleye, değerlere bu kadar önem veriyorsan önce sağlıklı, adil, sürdürülebilir kentler yarat. Kentsel dönüşüm diye mahalle mahalle yıkıp, insanları mezarlık gibi evlerde yaşamaya mahkum etme. Köylerin, kentlerin suyunu, toprağını, söz hakkını elinden alıp büyük şehirlere göç etmeye mecbur bırakma. Çocukların iyi ve sürekli bir eğitim almasını sağla. Anne babaların cahil kalmasını değil, eğitilmesini teşvik et. Gelir adaletsizliğini hallet, geçim sorununu çöz.

Ondan sonra mahalleden, aileden, değerlerden bahset.

Sevgili kadınlar, hiçbir erkek bize kadınlığı öğretemez. Yürüyecek yolumuz uzun ve meşakkatli. Hepimizin günü kutlu olsun..

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Mehveş Evin

SON HABERLER

Trump, Birleşik Arap Emirlikleri'nde saç dansıyla karşılandı

ABD Başkanı Donald Trump Ortadoğu turunun üçüncü ve son ayağı Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) saç dansıyla karşılandı.

İstanbul'da bu hafta sonu yağmur var

İstanbul, Ankara ve İzmir’de bu hafta sonu da yağmur bekleniyor.

Konya'da 5,2 büyüklüğünde deprem

Konya’da 5,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Çok şükür: Bilal Erdoğan'ın Fenerbahçe başkanlığıyla işi olmazmış

Dünya Etnospor Birliği başkanı ve Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi Bilal Erdoğan, Fenerbahçe başkanlığına aday olmayı düşünmediğini söyledi ve ekledi: “Biz okçuluğu, geleneksel sporumuzu canlandırmaya çalışıyoruz.”

Gazeteci Furkan Karabay tutuklandı

Gazeteci Furkan Karabay, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘terör ve mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek’ suçlamasıyla tutuklandı.

Halimiz budur…
Zulme karşı öfkesi isyana dönüşen kadınlarla gelecek bahar…

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 753 gündür hapiste

YAZARLAR

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

Editör eksikliği fazlalık yaratır

Mustafa Dağıstanlı

Anne dediğin başlangıçtır

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Dilsiz bir ülkenin çığlığı

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sırrı Süreyya Önder'in 'Cumhuriyet' eleştirisi üzerine…

Murat Sevinç

Silmek isteseler de silemezler

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

GÜNÜN 11’İ

Ege Cansen: Devlet, halktan zorla para toplama tekeline sahip kamusal örgüttür

Nevşin Mengü: Suriye'ye Norveç'ten siyasetçi ithal edilemeyeceğine göre gerçekçi olmak lazım

Alaattin Aktaş: Türkiye neredeyse hâlâ iktisat teorilerini test etmekle meşgul

Mehmet Y. Yılmaz: Şiddeti, polisin temel taktiği hâline getirirseniz, kimse polise saygı duymaz

Hediye Levent: Suriye'nin de İsrail ile ilişkileri normalleştirme sürecine dahil olması beklenebilir

Bülent Timurlenk: Galatasaray karşısında kendisinden iki sıklet daha aşağıda bir takım vardı

Akif Beki: PKK'nın silah bırakma kararı bile tek başına ekonomi şahlandırmaya yetmeliydi

Feride Kara: Takımlarımızın Süper Lig'de birbirlerini kırıp Avrupa'ya çıkınca yokları oynaması ülke futbolu açısından düşündürücü

Orhan Bursalı: AKP'nin Kürt oylarına ihtiyacı var

Sefer Levent: Markalarla AVM'lerin kavgası yeni değil

Zeynep Altıok Akatlı: '6 yaşında çocukla evlenmek caizdir' diyen sapkın pedofiliyi koruyorlar

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×