Fransız düşünür Jacques Ranciere, Fransa’daki siyasi durum ve pazar günü yapılacak seçimlerle ilgili soruları yanıtladı: “Demokrasi krizi diye bir şey yok, çünkü gerçek bir demokrasi yok. Temsili bile olmayan piç bir sistem var.“

Philosophie Magazine‘e konuşan Ranciere, “Bir demokrasi krizi yaşamıyor muyuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Krizdeki şey, bir banka gibi zaman zaman halktan bilanço onayı isteyerek ülkeyi yönetilebileceğine inanan hükümetin uzlaşmacı ütopyasıdır. Sorun şu ki hükümet kendini yıkıma maruz bırakırken demokratik bir tepki için gerekli koşulları da yok ediyor ve sadece nefret dolu dürtülere yer bırakıyor.
Demokrasi krizi diye bir şey yok, çünkü gerçek bir demokrasi yok. Temsili bile olmayan piç bir sistem var. Temsili sistem, seçilmiş temsilciler ve hükümetler üzerinde seçmen kontrolünü varsayar. Bu şu anki sistemde mevcut değil.“
Fransız Sosyalist Partisi’nin verdiği tüm sözlere ihanet ettiğini belirten Ranciere, kapitalizmi içselleştiren sosyalist partilerin sağın ortağına dönüştüğünü söyledi. Düşünür, (seçimlerden ikinci sırada çıkması beklenen) Halk Cephesi’nin (NFP) hala bu mirasın ağırlığını taşıdığını vurguladı.
Aşırı sağcı RN’nin Avrupa Parlamentosu’ndaki başarısı
Aşırı sağcı Rassemblement National’in (RN) Avrupa Parlamentosu seçimlerindeki başarısının demokrasiye duyulan güvensizliği artıracağına yönelik spekülasyonlara karşı çıkan Ranciere şöyle konuştu:
“‘Demokrasi faşizme yol açar’ argümanı basitçe insanları aptal yerine koyuyor. Fakat bu durumda aptallar, kendilerini aydınlanmış sananlar. Aşırı sağın gerçek sorunları ortaya çıkardığını fakat bunları çözmekten aciz olduğunu söylemekten hiç vazgeçmediler. RN’yi seçen seçmenler onlardan daha mantıklı. İnsanlar, sorunları ortaya koyanların çözüm konusunda da en yetenekli olanlar olduğunu düşünüyorlar.”
Ranciere, “Sorun, ‘ırkçı’ olduğu ilan edilen partilerin aldığı oy sayısı değil, ırkçılığın hükümette, medyada ve entelektüel alanda kazandığı zaferdir” dedi. Düşünüre göre ‘resmi ırkçılığa’ giden yolun taşlarını laiklik, kadın-erkek eşitliği, Cumhuriyet, Yahudi düşmanlığıyla mücadele gibi geleneksel sol değerlerle sevimli hale getirenler döşedi.