İsrail’in 20 milyon dolar tazminat ödemesinin ardından 10 eylemcinin ölümüyle sonuçlanan Mavi Marmara baskınına ilişkin davanın düşürülmesine, sanıklar hakkındaki yakalama kararının ise kaldırılmasına hükmedildi.
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada 31 Mayıs 2010’da Mavi Marmara gemisine Akdeniz’in uluslararası sularında İsrail askerlerince düzenlenen saldırı nedeniyle dönemin İsrail genelkurmay başkanı Rau Aluf Gabiel Aşkenazi dahil dört sanık gıyaben yargılanıyordu.
İstanbul başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Aşkenazi’nin yanısıra dönemin deniz ve hava kuvvetleri komutanları ve istihbarat teşkilatı şefi hakkında, ‘canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçuna azmettirmek’ten dokuz kez ağırlaştırılmış müebbet, ‘mala zarar vermeye azmettirmek’, ‘yağma suçuna azmettirmek’, ‘eziyet suçuna azmettirmek’, ‘Haberleşmenin engellenmesine azmettirmek’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçuna azmettirmek’, ‘yaralama suçuna azmettirmek’ ve ‘silahla yaralama suçuna azmettirmek’ten de toplam 18 bin 32’şer yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Davanın geçen hafta görülen duruşmasında savcı, ‘Türkiye ile İsrail Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşması’ gereği davanın düşürülmesini talep etmişti.
Avukatlar salonu terk etti
Bugün görülen duruşmada şikâyetçi avukatları “Böyle yargılama olmaz” diyerek cübbelerini çıkararak salonu terk ederken, salonda slogan atan müştekiler, tekbir getirerek salonu terk etti.
Müşteki avukatlarından Yasin Şamlı, dava çıkışında yaptığı açıkalamada mahkemenin vereceği karara müdahale etme durumlarının söz konusu olmadığını belirterek, “Mahkeme ne karar verirse versin biz şuna inanıyoruz: Mahkemeler suç işleyenler hakkında beraat kararı da verseler, davanın düşme kararı da verseler, onlar hem hukuk nezdinde hem kamuoyu nezdinde mahkum olmuşlardır” dedi.
‘Usül kuralları ihlal edildi’
Mavi Marmara’da yer alanların Gazze’deki insanlara yardım götürdüklerini belirten Şamlı şunları söyledi: “Bunlar insanlığın vicdanını temsil ediyorlardı. Bu konvoyda Müslümanlar, Yahudiler, Hristiyanlar, Ateistler vardı. Ortak özellikleri vicdan sahibi olmalarıydı. Biz de onların haklarını savunmak için bu mahkemede elimizden geldiğince savunmaya çalıştık. Gelinen aşamada gördük ki, usül kuralları ihlal edildi. Dolayısıyla duruşma salonundan ayrıldık.”
Kırmızı bültenler geri alındı
Oy birliğiyle verilen kararda, “İsrail devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki anlaşmanın 4. maddesinin 2. cümlesiyle ‘Her halükarda bu anlaşma İsrail’in, İsrail adına hareket edenlerin ve İsrail vatandaşlarının Türkiye Cumhuriyeti veya Türk gerçek veya tüzel kişileri tarafından konvoy hadisesi ile ilgili olarak, kendilerine yönelik doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye’de yapılmış ve yapılacak her türlü hukuki ya da cezai talebe ilişkin her türlü sorumluluktan tamamen muaf tutulmalarını sağlayacaktır’ hükmü dikkate alındığında kovuşturmaya engel şart getirildiği ve bu şartın gerçekleşmeyeceği anlaşıldığından mahkememizde görülmekte olan bu kamu davasının düşürülmesine” hükmedildiği belirtildi.
Heyet, İsrailli sanıklar hakkındaki yakalama kararlarının kaldırılmasına ve kırmızı bültenlerin geri alınmasına da karar verirken, itiraz yolunun açık olduğunu da hatırlattı.
Türkiye ile İsrail’in geçen temmuzda ilişkileri normalleştirmeye karar vermesinin ardından varılan anlaşmada İsrail mağdurların yakınlarına 20 milyon dolar ödemeyi, Türkiye de İsrailliler aleyhindeki davaları düşürmeyi taahhüt etmişti. İsrail geçen eylül ayında parayı göndermişti.