Tel Abyad’da son bir buçuk yıldır IŞİD’in denetimindeki cezaevinde kalanlar örgütün katı şeriat uygulamalarıyla karşılaştıklarını anlatırken, kimi evinin önünde sigara içtiği, kimi örgüte ‘İslam Devleti’ yerine ‘IŞİD’ dediği için tutuklanmış.

Fotoğraflar: Hikmet Durgun/BBC Türkçe
‘Suçunu ağır gördüklerine elektrik veriyorlardı’
Cezaevinin 150 metrekarelik bir alana yapılmış tarihi bir ev olduğunu BBC Türkçe’den Hikmet Durgun’a aktaran mahkumlardan biri, içeride yaşananları şöyle anlattı: “Hortumla dövüyorlardı. Bazen zincirle dövüyorlardı. Suçunu ağır gördükleri kişilere ise elektrik veriyorlardı. Ben de çok kez hortumla dövüldüm.”
12 koğuş ve 10 tane tek kişilik hücreden oluşan cezaevinde, 3 metre genişliğinde ve 4 metre uzunluğundaki koğuşlarda bazen 8, bazen 12 kişi kalıyor.
1 metre genişliğinde ve 1,5 metre uzunluğundaki güneş görmeyen tek kişilik hücrelerin içinde bir de tuvalet var.
‘İslam Devleti’ne yalan söylediniz’
Köyde tarımla geçimini sağlayan M.K ise IŞİD’in yeterli görmediği miktarda cizye (gelir) vergisi verdiği için tutuklananlardan.
M.K başından geçenleri, “IŞİD kent merkezine yoğunlaşmıştı. Köylerde daha azdılar, biz de Rakka’dan geldikten sonra ‘Bize karışmazlar’ diye köyümüzde yaşadık. Köydeki ekinlerimizi kaldırdıktan iki gün sonra eli silahlı dört örgüt mensubu bana ‘Siz az cizye (gelir) vergisi vermek için gelirinizi bize tam söylemediniz. İslam Devleti’ne yalan söylediniz ve böylece suç işlediniz’ diyerek gözlerimi kapatıp beni araca bindirerek cezaevine götürdüler” diyerek aktardı.

Tutuklananlar ilk olarak kafeslerde tutuluyordu
‘Kapımın önünde sigara içtiğim için gözaltına alındım’
IŞİD’in Tel Abyad’daki cezaevinde kalan bir başka kişi, E.H ise sigara içtiği için tutuklandığını Durgun’a şöyle anlattı:
“Tel Abyad kent merkezindeki evimdeydim. İş yoktu, ben de sıkılıyordum, can sıkıntısından evimin içinde sigara içiyordum. Bir baktım kapımız çalındı. Kapıyı açınca eli silahlı IŞİD militanlarını gördüm.
Beni pencerede sigara içerken gördüklerini ve gözaltına alacaklarını söylediler. Gözlerimi kapatıp arabaya bindirerek cezaevine götürdüler. Cezaevindeki üçüncü günümde gözlerimi kapatarak beni sorgu odası olduğunu tahmin ettiğim bir yere götürdüler. Sigaranın İslam’da yasak olduğunu söylediler ve neden içtiğimi, başka kimlerin içtiğini ve Tel Abyad’da sigara satışını kimlerin yaptığını sordular. Ben de kimin sattığını bilmediğimi söyleyince 40 kırbaç cezası aldım. Kırbaçtan dolayı sırtımdan kan geliyordu, çok acı çekiyordum.”
‘İşkenceden ölenler oldu’
Cezaevinde işkenceyle birkaç kişinin öldüğünü duyduğunu söyleyen E.H, “Onlar işkence yaparken ‘Yapma, vurma’ diyemiyorsun. Öyle dersen daha fazla vuruyorlar. İşkence gördükten sonra koğuşuma alındım, orada yaralı halimle iki hafta kaldım ve sonra serbest bırakıldım. Serbest bırakıldığıma inanamıyordum. Cezaevinde işkenceyle ölebileceğim korkusunu hep yaşıyordum.” ifadelerini kullandı.