Önceleri hem faiz hem de kur yükselmesin diye 200 milyar doların üzerinde Merkez Bankası’nın döviz rezervi ve tonlarca altını satıldı. Serbest piyasa ekonomisinde hem faizin hem de kurun aynı anda kontrol edilemeyeceği kuralı yok sayıldı, kuralı biz koyarız dediler. Şimdi, kurun yükselmesine yol verelim, bir miktar rezerv toplayalım ve ihracatçıyı destekleyelim politikasına dönmüş bulunuyorlar. Ayrıca Körfez ülkelerinden döviz gelsin diye memleketin kalan her türlü değerli varlığı teklif ediliyor ya da gelecek sermayeye her türlü garantiler veriliyor. Peki neden? Türkiye, dış açık (ödemeler dengesi) krizine girmesin diye…
KDV, ÖTV, MTV gibi mal ve hizmetler üzerinden alınan ve doğrudan bütün tüketicilerin ödediği adaletsiz vergi artışları, akaryakıt zamları, doğalgaz, elektrik, su ve ulaşım gibi kamu mal ve hizmetlerine yapılan fahiş zamlar peş peşe geliyor. Peki neden? Türkiye, iç açığını (bütçe açığını) finanse edebilsin diye…