Sarı yeleklilerin bir lideri yok. Hızlı karar verip hızlı harekete geçebiliyorlar ve sosyal medya üzerinden örgütleniyorlar. Bilinen hiçbir sendikayla ve siyasi partiyle bir bağları yok. Aşırı sağ partiler, bu halk isyanına sızıp isyanı istedikleri gibi yönlendirmeye hevesli. Olayların nereye evrileceğini kestirmek henüz güç. Otoyolları trafiğe kapatan sarı yeleklilerin içinde çiftçiler de var. Her gün binlerce kamyonu Fransız otoyollarını geçip Avrupa’ya gıda taşıyan İspanya’da hükümet kaygılı, eylemler Belçika’ya hatta Bulgaristan’a dahi sıçradı. Bugün Almanya’da akaryakıt istasyonu boykotu var.
Ben, Ankara’ya döndüm geldim. Bozkırın ortasında doğduğum topraklarda doymak için, ekmek için, ülkemin çocukları güzel günler görebilsin diye mücadele etmeyi, memleketimde yaşamayı sürdürüyorum. Ancak sanıyorum ki Avrupa yeni bir Fransız ihtilalinin öncül sarsıntılarını yaşamaya başladı. Bu sarsıntılar, yerkabuğunu nerelerde nasıl çatlatır, kırılmaların derinliği ne olur, sarsıntıların devamı gelir mi yaşarsak göreceğiz. Şimdilik bize düşen göz göze geleceğimiz, yüz yüze bakacağımız platformların, dostların ve günlerin sayısını çoğaltmak…