H. AYHAN TİNİN
Sanat da var / Sinema
insanatinart@gmail.com
Bayram bitti.
Bayram tatili bitti.
Öyle yalnızca kalabalık filan değildi.
Pandora’nın kutusu açılmış, her şey boşalmış gibi ‘iltica yoğunluğu’ vardı bütün kıyılarda…
Bizim köy de payına düşeni aldı.
Kendimizi bir hafta bahçeye hapsettik.
Sonra kardeşim aradı; “Abi konsere yer ayırtıyorum!”.
Kimdir, nedir diye sormadık. Tek tek basarak, trafiği süzerek indik yalıya…
“Eyvallah.”
Geldik konserin kapısına, afişler…
Güvenç Dağüstün, Burçin Büke söylüyor! Gecenin konuk sanatçısı ise Jehan Barbur! Misafirler arasında Saki Çimen de varmış. O da çıktı mı sahneye…
Bildiğin yaylım ateşi… Dolunay da var. Keşke kurşun geçirmez yelekler giyseymişiz.
Güvenç Dağüstün. Harika bir bariton. Belki bir konserden. Belki yer aldığı müzikal ya da tiyatro oyunlarından, fakat ille de Fazıl Say’ın ‘Nazım Oratoryosu’ndan bilirsiniz.
Konservatuar… Ardından Viyana Üniversitesi. Viyana’da ‘Carmina Burana’da oynarken hem bariton hem de kontratenor sololarını seslendirerek, dünyada bir ilke atılan imzanın sahibi…
Burçin Büke. Siyah beyaz tuşların efendisi. Harika çocuk ünvanlı bir piyanist. 11 yıllık konservatuarı 5 yılda tamamlayan, dünyadaki sayılı ‘Steinway Sons’ unvanı almış sanatçılardan biri… Sayısız klasik müzik konserinin solisti… Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının kıymetlisi…
Karacaoğlan’dan başlayıp, Özdemir Asaf şiirlerine uzanan; Aşık Veysel’i selamlayıp, İlhan Şeşen’e el sallayan bir repertuar vardı sahnede… Şarkı girişlerinde ya da sololarda Burçin Büke klasikten caza, katmanlı notalar hediye etti kulaklarımıza.
Yalnızca konser vermediler. Ezgilerin öykülerini, bestecilerini, söz yazarlarını, sözlerin arkasındaki derin duyguları bir tiyatro kompozisyonu içinde sahneye taşıdılar. Söylediler, çaldılar, anlattılar, oynadılar…
Jehan Barbur. İskenderun’dan başlayıp Ankara’ya oradan İstanbul’a uzanan hayatın ana ekseninde müzik olan, ilk ezgileriyle listelerin başına oturan ufak tefek esmer kadın; kısacık misafirliğinde şarkı söylemedi. Yorumlarıyla müziğin keşfedilmemiş topraklarında gezdirdi izleyenleri.
Saki Çimen, gecenin sürpriziydi. Dedesi Aşık Nesimi, babası Mazlum Çimen’den aldığı mütevazılığı bestelerinin gücüne, sahnedeki duruşuna taşıyan güzel insan… Piyanonun tuşlarına oturdu, bir bestesini hediye etti geceye…
Konserlerde sanatçılar öne çıkar ‘biz varız‘ diyerek söylerler şarkılarını. O gece başkaydı.
İntihar süsü verip sahnedeki varlıklarına; notalardan, ezgilerden iki adım geride durdular, fakat gölgeleri büyüdükçe büyüdü, dolunay gecesinde.
Bu örgütlü müzikal zenginlik; notaların, sözlerin temize çekildiği bir konser oldu.
Bütün yaz boyunca konserleri devam edecek. Belki Bodrum Marina’da belki Off Gümüşlük’de yakalarsınız onları… Bildiğiniz şarkıları dinleyeceğinizi zannederek gideceksiniz; bilmediğiniz yorumlarla karşılaşıp şaşıracaksınız.
Bu güzel sanat insanlarının sahnesine, beni şahit yazsınlar!
Bir kez daha tanıklık ederim.