İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde sunum yapan Ekrem İmamoğlu, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e ‘terörist’ diyen meclis üyesine tepki gösterdi: “Ağzına o lafı kapatırlar.”
İBB Meclisi’nde bütçe sunumunda Ahmet Özer’ gerilimi yaşandı.
İmamoğlu, Özer’in yerine kayyım atanmasına “Adamı eşinin yanından alıp götürdün ‘terörist’ diye. Ahmet Özer’in yerine niye belediye meclisi seçsin demiyorsunuz da kayyum atıyorsunuz? Niye?” diye tepki gösterdi.
Bu sırada İBB AKP Grup Sözcüsü Faruk Gökkuş’un “Çünkü terör” dediği belirtildi.
İmamoğlu’nun tepkisi sert oldu:
* Sen kimsin? Hakimlik mi yapıyorsun? Ayıp. Bu millete ‘terörist’ diye diye seçim kazanacağınızı zannediyorsunuz. Kazanamazsınız, geç o işi.
* Bir gizli tanık ifadesi üretildi. Peki ne demiş bu gizli tanık? Bilinmiyor, çünkü gizli tanığın ifadesi Ahmet Özer Başkanımızın avukatlarına verilmiyor. Bunun gibi pek çok hukuk dışı uygulamayla Ahmet Özer Başkanımızın özgürlüğü elinden alınıyor, Esenyurtlu hemşerilerimizin iradeleri gasp ediliyor.
‘Seni adam yerine koymam’
* O 65 yaşındaki adamla ilgili söylediklerinden utanacaksın. Sen söyledin, sonra hakimi ekledin. Bırak hakim konuşsun. Bugün senin başına bir şey gelse ben seni savunurum ama sen bunu yapamazsın. Siyasi esaret bu. Millete ‘terörist’ demeyeceksin, ağzına o lafı kapatırlar. İnsanları terörist diye diye, milleti böle böle seçim kazanma kültürünü bitireceğiz. Seni adam yerine koymam. Hadsiz seni! Yanımda ağzını açamazsın, benim arkadaşıma ‘terörist’ diyemezsiniz.
* Bize karşı yürütülen bütün bu soruşturmalar, davalar, kayyım uygulamaları kendisini milletin üzerinde gören, kendisini İstanbul’un ve bütün ülkenin sahibi kabul eden bir aklın kendi acizliğini ilan etmesinden başka bir şey değildir.
‘Sizin içi boş davalarınız bizi yıldırmaz, yıldıramayacak’
İmamoğlu hakkında açılan davalarla ilgiliyse şöyle konuştu:
* İçi tamamen boş, trajikomik, devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan davalar. Baştan sona her aşaması hukuk devleti adına utanç vesikası olan davalar bunlar. Öyle davalar ki bunlara bakan hakimler, savcılar yerlerinde duramıyor. Ya görev yerleri değiştiriliyor, ya duruşmaya gelmiyorlar.
* Hukuk görüntüsü altında utanç verici bir oyun sergileniyor. Örneğin Danıştay’ın soruşturma izni vermemesine rağmen aleyhime dava açılabiliyor. Bir bakanın bana hitaben söylediği bir sözü bizzat kendisine iade ettiğim için aleyhime dava açılabiliyor. O bakan söylediğinde ifade özgürlüğü olarak kabul edilen bir söz, ben kendisine iade ettiğimde hakaret kabul edilebiliyor.
* Bütün bu soruşturmaların, davaların amacı adaleti tecelli ettirmek mi yoksa milletin sandıkta vermediği yetkiyi yargı vasıtasıyla ele geçirmek mi? Yoksa bütün bu soruşturmaların, davaların arkasındaki motivasyon önümüzdeki seçimde tecelli edecek olan milletin iradesini şimdiden engelleme gayreti mi? Milletimiz bu soruların cevabını çok iyi biliyor ve gereğini yapmak için sandığın bir an önce önüne gelmesini bekliyor.
* Siyasi maksatlı davalar, soruşturmalar için çok şey söylerim ama malum her şeye dava açtırıyorlar. Burada net olarak söylemek isterim: Sizin içi boş davalarınız bizi yıldırmaz, yıldıramayacak! Milletime hizmet etme konusundaki isteğimi, irademi, hevesimi azaltamayacaksınız! Vazgeçin!
* Kamu gücünü adaletle ve tarafsızlıkla kullanın. Unutmayın devletin dini adalettir. Ülke gündemini ve mahkemeleri meşgul ettiğinize değmez, değmiyor! Daha önce neler neler yaptınız, ne işinize yaradı? Yine yaramayacak. Kendi hatalarınızdan ders alın ve devlet organlarını daha fazla örselemeyin.