İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Dünya Su Günü vesilesiyle hükümetin ‘çılgın projesi’ Kanal İstanbul’a itirazını bir kez daha dile getirdi.
İmamoğlu’nun değerlendirmeleri şöyle:
*Küresel ısınmanın hayati olduğu bir dönemde Kanal İstanbul’u tartışamayız. Kanalla beraber 150 milyon metrekarelik doğal alanı, tarım alanını, orman alanını yok etmeyi konuşamayız. Ya da onun civarına 2 milyonluk yeni bir nüfusu taşıyacak bir şehrin tasarımını ve yapımını.
*Burası çölde bir şehir kurma projesi değil. Burası binlerce yıllık tarihi olan geçmişten bugüne bize emanet olan nice mücadelelerin verildiği bir şehir. Çöl olan bir yarımada, 15-20 yılda emlak projesi olarak kurulmuş bir şehirden bahsetmiyoruz. İstanbul’dan bahsediyoruz. Bunu gidip bazı ülkelerde emlak reklamı diye anlatamayız.
Kanal İstanbul
Kanal İstanbul projesiyle, Karadeniz ve Marmara Denizi’ni birbirine bağlayacak, İstanbul Boğazı’na paralel, 45 kilometre uzunluğunda, 400 metre genişliğinde ve 20,75 metre derinliğinde yapay bir su yolu oluşturulması planlanıyor.
Ancak proje sadece su yolundan ibaret değil. Kıyı yapıları, yat limanları, konteyner limanları ve lojistik merkezler, denizden alan kazanımı, dip taraması ve beton santralleri yapımı da projenin bir parçası.
Kanal İstanbul’un en temel yapılma gerekçesi olarak İstanbul Boğazı’ndaki gemi trafiği gösteriliyor.
AKP hükümeti, yıllar geçtikte gemi sayılarının ve bununla birlikte Boğaz’da kaza riskinin artacağını savunuyor. Ancak resmi istatistiklere göre Boğaz trafiği 2007-2019 arasında yüzde 27 azaldı.
Proje ayrıca İstanbul’un başta su kaynakları olmak üzere ekolojiye vereceği zararla da tartışmaların merkezinde.