İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesinin halka sorulması gerektiğini belirterek güzergahta arsa alanların büyük binalar inşa etmeyi düşünmemesi gerektiğini söyledi.

Karadeniz ile Marmara’yı birbirine bağlayacak yapay su yolu projesi Kanal İstanbul’un ÇED süreci devam ediyor. İktidar projede ısrar ederken, muhalefet karşı çıkıyor.
Ambarlı İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi ve Büyükçekmece Belediyesi’ni ziyaretinin ardından gazetecilere konuşan İmamoğlu, kente aklı ve fikriyle yöne verebilecek insanlardan faydalanmanın ‘akıllı idareci işi’ olduğunu ifade etti.
İBB başkanı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dahil herkese, kentle ilgili bir konu olduğunda kendisini çağırmaları tavsiyesinde bulunduğunu söyledi.
İmamoğlu, daha önce devletin ilgili birimleriyle iletişime geçilmesinin ardından sorunların çözüldüğünden bahsederek “Parti her şeyin önüne geçtiği an problem başlar. Her şeyin önüne vatandaş geçecek” dedi.
‘Büyük kararlara halk karar verir’
“İstanbul’un geleceğine dair alınacak her karar, hele hele büyük kararlar vatandaşın iradesi olmadan karar verilemez” diyen İmamoğlu, birilerine yaranmak için belediye başkanı olmadığını kaydetti.
‘Akıl alır gibi değil’
İBB başkanı, Kanal İstanbul’da rant tartışmalarının ardından, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün belediyelerin tapu bilgilerine ulaşımına kısıtlama getirmesine tepki gösterdi. Hükümetin ‘arsa hareketliliği olmadığı’ yönündeki açıklamaları sonrası, 30 milyon metrekarelik tespitte bulunduklarını dile getiren İmamoğlu, bilgilere erişimin engellenmesinin ‘akıl alacak gibi olmadığını’ kaydetti.
‘Beş-10 kat bina hayal etmesinler’
İmamoğlu, “Kanal İstanbul çevresinde satılan araziler, tarım arazisi olarak satılıyor ama ÇED raporunda da yeni bir şehirden bahsediliyor. 1/100.000’lik planda da adı geçiyor. Şu dönem satılan arazilere ilişkin neler diyorsunuz?” sorusunu da şöyle yanıtladı: “Milyonlarca metrekare arsa satın alınmıştır. Bu arsaları satın alan insanlar, buradaki değişikliği öğrendiği için almıştır. Üç-dört yıl önceden, Türkiye’de bile yokken Arap ülkelerinde filmler dönmüş, izlenmiş, izletilmiş… Öyle denkleşmeler var ki planda… Bunların hepsi üzücü. Ama şu müjdeyi vereyim: İnşallah bu yanlıştan dönülecek. İnşallah bu tarım arazisi olan yerlerde, bu satın alan arkadaşlar, şehir tarımına katkı sunarlar. İstanbul halkı da bunu bizden bekliyor. İstanbul halkı da o arazilerde tarım yapılsın istiyor. Su havzaları aynı şekilde korunsun istiyor. Bu satın alanlar, bizim iyi bir Tarım Daire Başkanlığı’mız ve Tarım Politikalarını Güçlendirme Merkezi’miz var, oraya şimdiden danışabilirler, ‘Hangi bölgesinde, hangi ürünü yetiştirebiliriz’ diye danışabilirler. Orada öyle beş kat, 10 kat, 70 kat bina hayal etmesinler. İstanbullu bunu istemediği için böyle konuşuyorum. Ben değil, bilim insanları bu sürecin yanlış olduğunu anlattıkları için bunu böyle anlatıyorum. Bu ses benim sesim değil, 16 milyon insanın sesi.”
‘Halk projeye karşı’
İmamoğlu, iktidar kanadının, Kanal İstanbul için referanduma gerek olmadığı yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, İstanbul’un geleceği konusunda “Karar veriyorum” demenin doğru olmadığını dile getirdi.
İBB başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “2019’da, İstanbul tarihinin en büyük oyuyla, İBB başkanı seçildi ve ben onların sesini temsil ediyorum. Onlar adına diyorum ki; bu halk, bu projeye karşı. Bu sesi dinlemek zorundasınız. Gerisi yalan. Bu halkın sesi dinlenmeli. Modelleri var. Çağırın, gelelim. Konuşalım. Niçin karşıyız, anlatalım. Burası İstanbul. Dünyanın göz bebeği. 1453’ten beri de Fatih Sultan Mehmet bu şehri fethettiği günden beri de bize emanet. Biz, emanete ihanet etmek istemiyoruz.”