İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, afet bölgesindeki çalışmaların aceleye getirilmemesini söyleyerek iktidarı uyardı: “Geçmişteki hataları tekrar yapmamak için özen göstermeliyiz.”
Son güncellemeye göre Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6’lık yıkıcı depremlerde can kaybı 43 bin 556’ya yükseldi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, deprem bölgesinde inşaat çalışmalarına ‘bir an önce’ başlanacağını, depremzedelerin konutlarının ‘bir sene içerisinde tamamlanacağını’ söylüyor.
Uzmanlarsa gerekli çalışmalar titizlikle tamamlanmadan, inşaata başlamanın ‘yeni felaketlere yol açacağını’ belirtiyor.
İki uyarı
İmamoğlu’nun Twitter’dan paylaştığı iki uyarı şöyle:
* Katkı sunacağız, önereceğiz, uyaracağız. Afet bölgelerinde hafriyat dökümü konusu aceleye getiriliyor. Bu hafriyatların asbest riski, tarım alanlarına verebileceği zarar ve yeraltı sularını kirletme riski kesinlikle göz önüne alınmalı ve alelacele çalışma yapılmamalı.
* Afet bölgelerinde yeni konutların yapımı bir seçim yatırımına dönüşmemeli. Geçmişteki hataları tekrar yapmamak için özen göstermeliyiz. Fizibiliteler çok iyi yapılmalı, şehirlerin kimliğine, yapısına dikkat edilmeli, yerel ekonomi desteklenmeli, herkes sürece dahil edilmeli.
‘Yangından mal kaçırır gibi hareket edemeyiz’
İmamoğlu ayrıca bugün deprem bölgesi Hatay’da bölgenin yeniden yapılandırılması planlamasına ilişkin konuştu.
İmamoğlu, şunları dedi:
* Geçici barınma sorunları olduğunu biliyoruz ama kalıcı konutların ya da yeni kurulacak şehirlerin hayallerini ortaya koyma adına bir yöneticiliği, mutlaka bu marifeti ve bu kabiliyeti vatandaşlarımıza sunmak zorundayız. Yangından mal kaçırır gibi hareket edemeyiz. Yani bu dönemi bir inşaat yapmak, yapı yapmak diye tanımladığımız anda aslında hataları yapmaya başlamış oluruz ve her şeyi rant gibi bir malzeme biçimine dönüştürürsek de gerçekten insanı insan olmaktan, devleti devlet olmaktan uzaklaştırırız.
* Ülkemizi bu hastalıktan kurtarmak zorundayız. Hep söyledim. Bir kırılma anı yaşıyoruz. Kaderimiz ortak aklın, iş birliğinin, uzmanlığının değerini bilerek iyi örülmesi şarttır. Aksi takdirde bugün yaşadığımız acıları nesilden nesile yeniden yaşamaya devam ederiz. Ne bu topraklar bunu hak ediyor, ne de insanlarımız bunu hak ediyor. Geleceğimizi, bilimsel ve katılımcı planlamayla, birlikte yönetim anlayışıyla, bilimsel bir organizasyon modeliyle kurmak zorundayız.
* Bunun içinde insanımızın sağlığı var, çevre sağlığı var, yeni kentleşmenin vizyoner olması var, hatta işte bu kırılma anı diye tariflediğimiz 10 şehrimizin yaşadığı bu acıdan sonra yeni bir geleceği inşa ettiğimizde belki de bu afette kaybettiğimiz canlara, o insanlara borcumuzu ödemiş oluruz. İşte kamu yönetimi dahil her işte kavramı yerli yerine oturtabilirsek bu işlem başarıya erişebilir.