Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
“ANADOLU coğrafyası çok zengin.” Evet, bereketli, ama Amerika gibi bir kıtayla hatta Arjantin gibi ülkelerle mukayese edilemez. Arjantin’in yönetimindeki hatalar, 1950’lerin başında bile geleceğin zengini diye bakılan bir ülkenin ne hâle gelmesine sebep oldu, gördük. 1930’larda çok daha aydın bir istikbali var gibi görünüyordu.
Nüfusumuz arttı, bundan sonra artacağa benzemiyor. Ciddi bir demografi enstitümüz (Hacettepe Üniversitesi’nin nüfus etütleri çevresi ve oradan yetişenler) ilginç figürler verdiler. Fakat bu asrın içinde Türkiye hâlâ genç nüfuslu bir ülke sayılacak. Bir müsbet tarafımız daha; Orta Asyada nüfus potansiyelimiz var. Canımız İslam milletlerini sevmek istiyor, Arapları kardeş görüyoruz gibi kuruntulardan çıkıp, göç politikası doğru dürüst idare edilirse, Kırgızistan, Afganistan’ın belirli bölgeleri Çin işgalindeki Türkistan gibi becerikli, hayvancılık yapan ve tarımcı eğitimi de hiç fena olmayan bir nüfus burayı besler. Bu bizim şansımız.
Amerika zenginliğinden, İsrail ise son savaşa kadar kavmi özelliğinden dolayı dışarıdan ilmi nüfus çekiyordu. Kısacası, “Türkiye göçmen ülkesi değildir” demek doğru, ama “Türkiye’ye hiç göçmen almayız” demek yanlış. Köylülerimize çiftçiliği sevdiremedik. Çiftçiler ile son alıcı arasında köprü bir türlü kurulamadı. Maliyet artışları ve düşük fiyatlar nedeniyle ülke genelinde memnuniyetsizlik hâkim. Türk köy aile yapısı, maalesef işletmeye müsait değil. Bu konuda eğitim lazım. Aile ve miras hukukunda bazı düzenlemelere girilmesi lazım, fakat bunu da Medeni Kanun çıkarılması sırasındaki bir curcunaya çevirmeden ciddi bir heyetle işe başlamak gerekiyor. Böyle bir heyeti oluşturacak irade Tanzimat döneminde, Cevdet ve Âli paşalar gibileri sayesinde mümkün oldu. Sadrazamla hukukçu kafa kafaya verebildiler ve bir uyuşma noktası buldular. Bugün için böyle bir uzlaşma kabiliyetine sahip kadrolar görmüyorum.