Son aylarda Suriye’de, Doğu Akdeniz’deki girişimlerde, AKP dış politikasının doğrudan bir aracı olarak TSK güçlerini kullanarak sonuç alma tutumuna, yanı sıra Libya iç savaşına müdahil olmakta gösterdiği acele ve hevese bakıldığında; Hükümetin “belirsizlik”, “maceracılık”, “tehdit”diye ifade edilen riskleri umursamadığı anlaşılıyor.
Bunu en açık biçimde “tezkere”nin TBMM’ye gelmesinden sonra konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın, AA’nın haberleştirdiği sözlerinde gördük. Çünkü Oktay’ın, Türkiye’nin dış politikasını anlatırken olayları birbirine bağlayışı ve kullandığı sözcükler herkesin aklına “Kurtlar Vadisi” dizisindeki “politik analizleri” getirdi. Tabii Oktay orada da kalmıyor, Libya ile ilgili muhtemel risklere karşı tutumlarını Kurtlar Vadisi”nin alameti farikası olan “Zaten sonunu çok düşünen kahraman olamaz” sloganıyla dile getiriyor.
Eğer bu açıklamaları ve Kurtlar Vadisi sloganını, Reis’e bağlılığını ispat etmek isteyen “devşirme” bir AKP’li ya da “yeni yetme” bir fanatik kullansa gülünüp geçilebilirdi.
Ama bu sözleri, ömrünü devlet bürokrasisi içinde geçirmiş, yaşını başını almış bir Cumhurbaşkanı yardımcısı söyleyince elbette politikayı izleyen herkesin aklına, “Türkiye’nin dış politikası Kurtlar Vadisi motivasyonuyla mı yürütülüyor” sorusu geliyor!