Elbette ki burada tek parti derken, MHP’nin hayli AKP’lileştiği, AKP’nin ise daha çok MHP’lileştiği dikkate alınmaktadır. En azından görünen bir gelecek içinde bu iki partinin tek parti gibi davranması kimse için sürpriz değildir. Hatta bu iki parti son iki yıldır; içinde az çok demokrasinin olduğu “tek bir parti”den daha fazla bir birlik-bütünlük içinde davranmakta, AKP MHP’den daha Türkçü, MHP ise AKP’den daha İslamcı bir partiymiş gibi davranmaktadır. Önceki gün Erdoğan’ın Malazgirt’ten yaptığı “…mesele Türkiye meselesidir. Mesele İslam meselesidir” vurgusu da tam da MHP’yi ifade eden bir vurgudur.
Erdoğan’ın Malazgirt ve Ahlat’ta yaptığı konuşmalara bakıldığında şu açıkça görünüyor ki, günümüzün “tek adamları”na “devlet benim” demek de yetmiyor. Bu yetkinin bazı “kutsallıklar” ve “dokunulmazlıklar”la da kutsanması gerekiyor. Nitekim Erdoğan da; önceki gün yaptığı konuşmayla, “devlet benim” tutumunu, bir adım ileri götürerek, “Türkiye benim, İslam benim” çizgisine kadar vardırmıştır!