Bundan daha fazla olarak sorunun ırkçı-milliyetçi ve dinci odakların, “Afedersin Ermeni” diye söze başlayanların, muhaliflerini “Gavurun kılıcını kullanıyor” diye vatan haini ilan edenlerin ideolojik platformunun altındaki halıyı çekmenin bir dayanağı olduğu için de “1915’te yaşananlarla yüzleşme” çağrısı ne afaki ne de 106 yıl önce olmuş bir facianın anılmasından ibarettir.
Tersine bu tartışma, bugün; tek adam yönetiminin, “terörle mücadele” adı altında her tür muhalefeti ezmeyi amaçlayan iç politikasının ve Türkiye’yi bölgedeki çatışmaların teşvikçisi ve bölge halklarının kaderini tayin hakkının üstündeki “Demokles Kılıcı”na dönüştürülen yeni Osmanlıcı dış politikanın, Türkiye’yi emperyalist finans odaklarının himmetine muhtaç hale getiren ekonomik politikalarının tartışılmasının önemli bir yanıdır.
Demokrasi güçleri kadar, tek adam yönetimine karşı mücadele eden güçler, sorunu böyle anladıkları ölçüde bu tartışmadan güçlenerek çıkabilecektir. Aksi halde, Biden’ın 106 yıl önce yaşananlara bugün “Ermeni soykırımı” demesini tek adam yönetimi, Biden ve ABD’ye karşı değil ama muhalefete karşı mücadelesinde ‘Allah’ın lütfu’na çevirmekte, fazla zorlanmayacaktır.
Sorunu, iktidarla milliyetçilik yarışına indirgeyerek kolay rant sağlamak isteyen ‘muhalefete‘ duyurulur!