Bölgedeki göçmenler ülkenin diğer yerlerinde olduğu gibi deprem bölgesinde de en derme çatma binalarda yaşamlarını büyük zorluklarla sürdürüyorlardı.
Depremde onlar da herkes gibi enkaz altında kaldılar; soğukta, karda, yağmurda yerli halkla, ne kadar dayanışabildikleri, gelen yardımlardan ne kadar yararlanabildikleri belli değil. Çünkü sayısız kanalda 24 saat sürdürülen canlı yayınlarda göçmenlerin adı yok!
Ama öte yandan sosyal medya merkezli olarak ırkçı, faşist, insanlık düşmanı odaklar, çoğu ne zaman ve nerede çekildiği belirsiz ama göçmenleri hırsız, soyguncu, yağmacı olarak gösteren, onları linç etmeye çalışan kalabalıkların fotoğraf ve videolar yayımlıyorlar. Göçmenleri böylece çaresiz, kızgın, ne yapamayacağını bilemez hale gelmiş depremzedelerin hedefi yapıyorlar. Böylece halk arasındaki dayanışmayı baltalamayı, çatışmalar çıkararak asker ve polis baskısını artırmaya meşruiyet sağlamayı amaçlıyorlar.
Irkçı-şoven odaklar depremin büyük yıkımının yol açtığı öfkeyi, çaresizliği bile göçmenlerin üstüne yakmaya çalışıyorlar.