Öte yandan onca gailesi içinde Erdoğan, (Dün Cumhuriyet’te çıkan habere göre), “Bürokraside yeni yapılanmaya gidilebilmesi” için tüm kamu kurum ve kurulumlarından 9 Aralık’a kadar “mevcut kadro pozisyonlarının” durumu ve “boş kadrolar” için “cetveller” oluşturularak Cumhurbaşkanlığına bildirilmesini istemiştir.
Bunun yerel seçim öncesindeki anlamının ise;
1) Devlet bürokrasisi kadrolaşmasını seçimin ihtiyaçlarına göre yenilemek, boş kadrolara yeni atamalar ve “dolu kadrolar”da değişiklikler yapmak,
2) Bu vesileyle MHP ile ittifakı bürokrasiye de yansıtıp, böylece Bahçeli’nin “Bakın AKP ittifakı devlette de paylaşmaya başladı” diyerek MHP tabanında ittifaka karşı çıkanları susturmasını sağlamak olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Bu da açıkça gösteriyor ki, kriz nedeniyle çeşitli sosyal kesimlere rüşvet dağıtmakta zorlanan Erdoğan yönetimi, bürokraside yerel seçim öncesinde gireceği operasyonla, bir yandan kendi kadrolaşmasını güçlendirmek ama öte yandan MHP’ye bu yolla ranttan pay verdiğini göstererek MHP tabanında güven sağlama amacı gütmektedir.
Kısacası yerel seçim mücadelesi, “kurt masalları”yla terörize edilen bir ortamda, milliyetçilik ve din istismarcılığının yanında militarizm övgücülüğünün duldasında, AKP ve MHP’nin Erdoğan yönetimi altında rant paylaşımı kavgasıyla da sürecektir.
Bu yüzden yerellerde demokrasi güçleri, AKP-MHP ittifakının amaçlarını teşhir ederken, diğer dikkat noktalarının yanı sıra, AKP tabanındaki hoşnutsuzlukları da dikkate alan bir çalışma yapmak durumundadırlar.