İçişleri Bakanlığı, IŞİD’in 10 Ekim 2015’te Ankara’da düzenlediği ve 102 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıyla ilgili açılan tazminat davasında güvenlik açığı olmadığını öne sürdü.
10 Ekim’de çok sayıda siyasi parti, sivil toplum örgütü ve sendikanın destek verdiği ’Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ için Ankara’ya giden binlerce insanın toplandığı Ankara Tren Garı kavşağında üç saniye arayla iki şiddetli patlama meydana gelmiş, 102 kişi hayatını kaybetmişti.
Patlamada yaşamını yitiren sendikacı Tekin Arslan’ın ailesi İçişleri Bakanlığı’na ‘IŞİD terör örgütünün terör eylemini engellemekle görevli ve sorumlu olduğu halde yetki ve görevini yerine getirmediği’ gerekçesiyle bir milyon 200 bin liralık tazminat davası açmıştı.
Bakanlığa göre istihbaratı olan bombalı saldırı, ‘beklenmeyen durum’
Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre davayla ilgili Ankara 17’nci İdare Mahkemesi’ne savunma veren İçişleri Bakanlığı, bombalı saldırıyı ‘beklenmeyen durum’ diye niteleyerek, güvenlik güçlerinin tüm önlemleri aldığını ve herhangi bir güvenlik açığı bulunmadığını iddia etti. Ancak müfettişlerin raporunda patlama öncesi Emniyet Daire Başkanlığı’nın miting gibi yerlere birden çok canlı bomba ile saldırı düzenleneceğine ilişkin istihbarat bilgisi, Ankara Emniyeti’ne gönderilmişti.
‘Saldırı miting saatinden önce gerçekleşti’
Savunma dilekçesinde İçişleri Bakanlığı’nın herhangi bir kusurunun olmadığı savunuldu: “Olay öncesi ve sonrasında davalı idaremiz üzerine düşen gerekli dikkat ve özeni göstermiştir. İdarenin hizmet kusurundan kaynaklanan herhangi bir güvenlik açığı mevcut değildir. Belirtmek gerekir ki; olay bir terör saldırısıdır ve patlama ise ‘miting alanı dışında’, ‘kararlaştırılmış miting saatinden önce’ gerçekleşmiştir. İdare, ancak patlamanın meydana gelmesinde ağır hizmet kusurunun bulunması halinde sorumlu olacaktır.”
Bakanlıktan ‘teröre karşı’ reçete
Bu savunmayla da yetinmeyen İçişleri Bakanlığı, saldırılara karşı ‘reçete’ de sundu: “Terör eylemleri; toplumun düzenini bozan ve masum kişilerin zarar görmesine yol açan niteliklere sahip olup şu anda dünya çapında tehdit oluşturmaktadır. Teröre karşı etkin tedbirlerin uluslararası boyutta alınması şarttır. Zira terörizm, uluslararası bir olgudur ve terörle mücadele uluslararası ölçekte yapılmalıdır. Dünyayı saran terör tehdidinin önüne ancak uluslararası mücadele stratejisi geliştirmekle bir nebze geçilebilir.”