İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şehirler arası seyahati daha da zorlaştırmak istediklerini belirterek, iki-üç kişinin yan yana gelmesi halinde polis tarafından uyarıldığını dile getirdi. Bakan, belediyelerin yardım toplanmasına izin verilmemesine ilişkin “Devletin kuralları esnetilmez” dedi.

Bakan, CNN Türk’te canlı yayına katılarak, corona virüsüne karşı alınan ve alınacak önlemlere ilişkin bilgi verdi.
Soylu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
‘Kurallara uymak zorunda’
*Biz bir pandemi kurulu oluşturduk. Ben sayın İmamoğlu’yla da görüştüm. Biz bir kör dövüşü içinde olmamalıyız. Birlik olmamız gereken bir zamandayız. Devletin bütün kurumları devletin en tepesinin koyduğu kurallara uymak zorundadır. Bu sorumluluğu birbirimize hatırlatmak zorundayız.
‘İşkillendim’
*Hepimiz ayrı şeyler söylersek bir manası var mı? Bunlar beni üzer. Dün akşam yardım meselesi üzerinden bir değerlendirme yaptım. Ben işkillenirim. Dün akşam FOX TV kanalında bir değerlendirme yapıldı. Bizim idari sistemimizde yerel hükümet yok. Acaba birileri, karşı karşıya kaldığımız bu süreçten bir anlam çıkarmaya mı çalışıyor? Bu kadar herkes kendi gözüne parmağını sokuyorken, son iki günde yardım kampanyası bahane edilerek bir şeyler yapmasından tam da içişleri bakanı vazifem olarak işkillendim.
*(MHP lideri) Devlet Bahçeli’nin kendi belediyeleri yok mu? Neden ayrı bir kampanya yapmıyor? Siyasi rekabetimizi yarın yaparız. Benim İmamoğlu’nun telefonuna çıkmaman söz konusu olabilir mi? Belki İstanbul için bana çok önemli bir bilgi verecek. Bu dönem öyle bir dönem değil. Aynı şeyi AK Parti belediyeleri yapsa, “Daha bizi anlayamamışsınız” diye sitem görürlerdi.
‘İzin almadan kampanya hakkı yok’
*Benim tepemde de bir kanun var. Biz burada görev yapıyorsak bir devlet kaidesi içinde yapıyoruz. Biz çok uzun süre Elazığ’da kaldık. “Tek bir yerden yardım toplanacak” dedi, AFAD aracılığıyla yardım topladık. Kimsenin izin almadan kampanya hakkı yok. Yardım kampanyası için çok basit bir usul var. Valilikten izin alırsınız. Cumhurbaşkanımızın peşinen görevlendirdiği kurumlar var.
*Belediyeye gittiniz dediniz ki; “Ben evimi arsamı evimi her şeyimi vermek istiyorum.” Böyle bir hakkınız var. Bu şartsız bağış. İdari hukukçular bu kuralları iyi bilirler ama çıkıp konuşmuyorlar. Gücendiğimizi de söylemek zorundayım.
*Devletin kuralları esnetilmez. Kanunsuz yardım toplanmışsa iade yolu açıktır.
Dolu otobüs tartışması
*Konuyla ilgili soruşturma başlatıldı. O otobüse binenlerin çoğu sabah işe giden insanlar.
Dört öncelik
*Kamu düzenin ayakta tutmak bizim açımızdan en önemli süreç. İkincisi sağlık sisteminin ayakta kalması. Salgının bulaşısı ve onun oluşturacağı hastaların ve sağlık sisteminin neredeyse işleyemez haline getirmemesini temin etmek. Üçüncüsü; gıda tedarik zincirlerinin devam etmesi esastır. Dördüncüsü, sosyal mesafe ve sosyal izolasyonun sağlanmasını sağlamaktır.
‘Yer değiştirmememiz lazım’
*Bizim vatandaşa mesajımız çok net: Şehirlerden şehirlere gitmeyin. Evde kalın ve şehrinizi terk etmeyin. Taşınma halinin son bulması gerektiği bir dönemdeyiz. Bu özel dönemde yer değiştirmememiz lazım. Şehirler arası seyahati daha da zorlaştıracağız. Otobüs yolculuğu yüzde 99 azaldı. Özel araçların il dışına çıkmasını istemiyoruz.
*(Seyahat izin belgesi) Şu ana kadar gelen otobüs ile uçak talebi 100 bin. Bunun hepsine cevaz veremeyiz, vermemiz de imkansız. İki-üç kişi yan yana geldiğinde polise ‘Uyarın’ diyoruz. Her türlü senaryoya göre tedbirimiz hazır.
Yüzde 10 vaka risk
*100 hanelik yerde sekiz-10 vaka görülürse bu bir risktir. Temas başladığı andan itibaren o beldenin tamamı bu virüsle karşı karşıya kalacaktır. Değerlendirme yapılıyor ve karantina kararı alınıyor.
*Söylenecek en kötü söz, “Her şey iyi durumda” demektir. Bu hepimizi rehavete iter. Şunu söylemem gerekir ki; alternatif her türlü tedbirlerimiz hazır. İşin başından itibaren senaryoların tamamına ait alınacak tedbirleri ortaya koyuyoruz.