İktidar partisinin konu hakkındaki yaklaşımı “Güvenlik birimleri içinde FETÖ benzeri yapılanmaların olduğu ve bunların hükümeti hedef alan bir komplo hazırladığı” iddiasının ciddiye alınmadığını gösteriyor olsa gerek.
Ancak ittifak ortaklarının konuyu gündeme getirmiş olması dolayısıyla nezaketen “Merak etmeyin, önemli bir sorun yok” açıklaması yapmayı gerekli gördükleri söylenebilir.
Peki, Bahçeli’nin konuşmasında dikkatleri en fazla çeken “Birkaç emniyet müdürünün açığa alınmasıyla geçiştirilemeyecek bir komplo devrededir” sözü kendi ortağına yönelik bir eleştiri miydi? Hükümet meseleyi yalnızca birkaç müdürü açığa alarak geçiştirmek mi istemişti?
Bahçeli’nin sözlerinden böyle bir anlam çıkarmak zorlama olabilir ama ortaklar arasında son dönemde kamuoyuna yansıyan karşılıklı mesajlaşmaların yarattığı atmosferde bunu da yeni bir ihtilaf konusu olarak görenler mesnetsiz bir yakıştırma yapıyor sayılamazlar.
Problemin temelinde Ankara’da herkesin -tabiri caizse- karnından konuşmak zorunda olması yer alıyor. Onun için de kimin ne söylediği ve aslında bununla ne demek istediğini çözecek “decoder”lara ihtiyaç duyuluyor. Bunun sebebi ise iktidar ortakları arasındaki ilişkinin hassas bir zeminde yürüyor olması. Özellikle son yerel seçimin ardından büyük ortağın bazı girişimlerinin yeni arayışlara kapı açma hamlesi olarak değerlendirilmesi ittifakın zeminini biraz daha kayganlaştırdı. Ancak, ne olursa olsun, ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiş olan siyasi kadroların devletin zeminini kayganlaştıracak tutumlardan da kaçınmaları gerekir.