
MURAT SEVİNÇ
Tarihimizde, ‘tarihi’ sözcüğüyle başlayan seçim çoktur. Buna mukabil 2023 seçimi ‘tarihi’ ile başlayıp sonrasında ‘en kritik’ yargısıyla devam etmeyi en çok hak eden ve gerektiren seçim. Milyonlarca insan gözünü, kulağını, kalbini oy vereceği insanlara, partilere dikti ve seçim gününün gelmesini bekliyor. Herkesin iki dudağından çıkan her bir sözcük, büyük kitlelerde heyecan, kaygı, sevinç, umut ya da umutsuzluk yaratıyor.
Partiler, kısa süre içinde, artık ‘geçerli mi geçersiz mi’ olduğunu tartışmanın anlamını yitirdiği bir seçim yasasına göre liste oluşturmak zorunda. Değişiklik ardından seçim yasası, ittifaklardaki küçük partilerin işini zorlaştırdı. Ayrıntıya girmek lüzumsuz olur. İktidarın geçen yıl bu değişikliği neden yaptığını anlamak güç değil.
Hal böyleyken kuşkusuz birden çok seçenek üzerinde durulabilir ve bu seçeneklerden biri, diyelim TİP’in önerisi ya da önerileriyse diğeri kuşkusuz ortak liste. Bu bir hukuk gevezeliği yazısı değil, bir seçmen olarak ne TİP’in önerisine karşıyım, ne ortak liste fikrine. Ne ortak çatı altında parlamentoya girmek kötü olur, ne HDP dışında bir sol partinin/temsilcilerin kendi adı ve amblemiyle devlet yardımı almaya hak kazanması. Ayrıca, özellikle anayasa yapım sürecinde parlamentoda solun birden çok temsilcisinin bulunması önemli nimettir.
Birkaç gündür TİP’e yönelik bazı eleştirileri, daha doğrusu o eleştirilerin dilini, sosyal medya kıyıcılığı ve külhanbeyliğiyle açıklamak kolay değil. Yıllar boyu Kürt siyasal hareketine yönelen eleştiri biçimine, küçümseyici üsluba çok benzer ne yazık ki.
Ancak bu tartışmaların tümü seçim sonrasına kalmalı, ‘Kırk kişiyiz kırkımız da birbirimizi biliriz’ denir; şu aşamada sakin kalmakta, derin nefes almakta, boğazdaki dokuz boğumun her birini kullanmakta yarar var. Aynı masa çevresinde oturmuş, şu devirde dayanışma sergilemiş ve siyaset yapan insanlardan söz ediyoruz nihayetinde ve her birinin varlığı ülke demokrasisi için değerli.
Tarihsel anlar, tarihi önemde kararlar almayı, gerektiğinde fedakârlık yapmayı gerektirir. Milletvekili seçiminde oy vereceğimiz ittifaktaki her partinin, yaşadığımız ânın hayati önemine uygun davranacağını düşünüyor, buna inanıyorum. Hiç kimsenin geri adım atmak istemediği görüşmenin adı müzakere değildir.
HDP’li ve TİP’li arkadaşlarımızın tarihsel sorumluluklarının farkında olduğundan kuşkum yok. Partileri ittifakta tutacak bir formül ‘birlikte’ bulunmalı, bu fırsat heba edilmemeli, muhtelif anlaşmazlıklar üzerinde konuşmak ise seçim sonrasına bırakılmalı.
Çoğu talebini ve önerisini makul bulduğum TİP’li siyasetçiler, arkadaşlarımız, önümüzde ‘farklı seçim barajlarıyla’ girilecek başkaca seçimler olduğu gerçeğini ihmal etmemeli.
Milyonlarca seçmenden biriyim ve bir seçmen olarak iki partideki eş dosttan, değerli siyasetçilerden beklentim, şu dönüm noktasında ne yapıp edip ittifakı ayakta tutmaları.