HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, haftaya Meclis’e sunulması beklenen ‘başkanlık sistemi’ni de içeren yeni anayasa paketinin hazırmlanma sürecini eleştirerek, anayasa değil gizli bir anlaşma yapıldığını söyledi.
Bilgen, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında toplum sözleşmesi niteliğindeki anayasanın gizlenerek değil açıkça hazırlanması gerektiğini söyledi.
AKP’nin ‘başkanlık sistemi’ni de içeren anayasa değişikliği paketini şu zamana kadar sadece MHP’ye sunmasını eleştiren Bilgen şu ifadeleri kullandı: “Şu anda iki parti arasında bir anlaşma sağlanmış gibi açıklamalar yapılıyor. Şüphesiz bu iki partinin tercihidir. Sadece biz değil; ana muhalefet partisi de, parlamento dışındaki partiler de, akademi de, sivil toplum örgütleri de, medya da, bir bütün olarak toplum dışlanarak bu süreç yönetilebilir, bu bir tercihtir. Nasıl bugün nasıl 12 Eylül anayasası, aldığı yüzde 90 oya rağmen tartışılmaya devam ediliyorsa, bugünkü gizli anlaşma metni de daha ilk günden itibaren tartışılacaktır.”
‘Hangi metni gördünüz de imzaladınız?’
AKP’li bazı vekillerin sosyal medyada ‘başkanlık hayırlı olsun’ diyerek imzalarını açıkladıklarının dikkatini çeken HDP sözcüsü, şöyle devam etti: “Ama hiç olmazsa milletvekilleri, kendi partilerine saygı için, içinde bulundukları çatıya saygı için, hangi metne imza attıklarını açıklamalılar. Dün Genel Kurul’da MEB ile ilgili kanun görüşülürken, Rusya ile boru hattı anlaşması görüşülürken iktidar milletvekilleri ‘başkanlık hayırlı olsun’ hashtagiyle imzalarını açıkladılar, imzalarını deşifre ettiler. Vekillere soruyoruz; başkanlık mı, cumhurbaşkanlığı mı, hiç olmazsa buna açılık getirin. Ayrıca hangi metni gördünüz de imzalıyorsunuz?”
‘Oylamaya şaibe düşürecek’
Bu yaklaşımın halk iradesine saygısızlık olduğunu belirten Bilgen, AKP kanadında yapılan açıklamaların da suç teşkil ettiğini söyledi. “Blok olarak evet oy kullanılacak‘ açıklaması yürürlükteki anayasaya göre suçtur” diyen Bilgen, bu açıklamaların Meclis’teki oylamalara da şaibe düşürdüğünü belirtti.
‘Referandum bir süreçtir’
HDP sözcüsü, olağanüstü hal (OHAL) altında referanduma gitmeyi de eleştirerek, şu hatırlatmaları yaptı: “Sanki referandum ya da seçim denilen şey seçim sabahı sandığa gidip oy atmış atmama meselesiymiş gibi tarif ediyorlar. Referandum, seçim bir süreçtir. İfade özgürlüğü var mı, toplanma özgürlüğü var mı? OHAL şartlarında demokratik tartışma süreci yaşanabilecek mi? Milletvekillerimiz, akademisyenler, gazeteciler tutuklu. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri sınırsız şekilde yasaklanabiliyorken, ‘OHAL şartlarında referandum olabilir’ demenin tutarlı hiç bir yanı olamaz.”