HDP Grup Başkan Vekili Saruhan Oluç, elektrik faturalarındaki artışa dikkat çekerken Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin’nın faturasının ne kadar geldiğini sordu.
Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Oluç, taleplerini dile getirenlerin yanında olduklarını vurguladı.
Yeni Şafak ve Sabah‘a: Provokatörler
Akit gazetesinin HDP’nin protestoları sahiplenmesini hedef gösterdiğini belirten Oluç, şu ifadeyi kullandı: “Ne provokasyonu ya… HDP provokasyon yapmıyor, emekçilerle dayanışmadayız diyor. Provokatörler o yayın organlarının içindekilerdir, Yeni Şafak ve Sabah’tır. Neden rahatsız oldular? İnsanlar ‘Soygun yapıyorsunuz’ dedikleri için mi rahatsız oldunuz?”
Oluç, partilerinin taleplerini dile getirmelerini meşru gördüğünün atını çizerken, Türkiye’nin ‘sefalet endeksinde’ birinci sıraya yükseldiğini, işçilerin buna karşı durduğunu belirtti.
Endeksin cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bir sonucu olduğunu savunarak, tepkilerin buna karşı olduğunu söyledi.
Toplumun hayatını borçlarla sürdürdüğünü söyleyen HDP’li siyasetçi, tüketici kredilerinin 776 milyar 652 milyon liraya yükseldiğini, kredilerin yüzde 60’ının ihtiyaç kredisi olduğunu, kredi kartı alacaklarının yüzde 2,3 arttığını kaydetti.
Oluç, “35 milyon kişi kredi kullanarak yaşıyor. 4 Şubat’a göre icra dosyaları 23 milyon artmış durumda. İktidar çözüm bulmak yerine, yeni icra müdürlükleri açıyor” dedi.
‘Vatandaş iyi biliyor’
AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un “Vatandaş biliyor ki sorunu Erdoğan çözer” sözlerini eleştiren Oluç, “Doları zırva tezlerle fırlatan kimdir? Bastırılmış hali ile dalgalanan doları kim bu hale getirdi? Muhalefet mi yaptı? Vatandaş bunu kimin yaptığını iyi biliyor” ifadelerini kullandı.
Oluç sözlerini şöyle sürdürdü: “Asla emekçilerin işçilerin, emeklilerin, dar gelirlilerin hakça insanca yaşama taleplerinin karşısında olmadık. Her zaman yanında olduk. Her zaman o taleplerle ilgili sürdürülen mücadelenin yanında olduk. Bunu yapıyoruz diye bazı iktidara yakın basın yayın organları dünden beri bize suçlamada bulunuyor. Provokasyon yapıyormuş HDP. Ne provokasyonu. HDP provokasyon yapmıyor, HDP emekçilerin, işçilerin haklı mücadelelerinin yanında. Onlarla dayanışma içindeyiz. Bunu söylüyoruz. Dayanışma diyoruz. İnsanlar meşru demokratik protesto hakkını kullanıyor.
Neden rahatsız oldu, Sabah grubu? Yani Erzurum, Ağrı, Kars, Erzincan, Iğdır, Bayburt ve Ardahan kentlerindeki elektrik dağıtım şirketi Sabah grubundan olduğu için mi? İnsanlar soygun yapıyorsunuz elektrik faturalarıyla dedikleri için rahatsız mı oldunuz? İnsanlar ayağınıza bastılar onun için mi rahatsız oldunuz. HDP hiçbir provokasyonun yanında değildir. Tekrar söylüyorum, meşru demokratik protesto hakkının yanındadır. İnsanların inanılmaz ölçülerde gelen elektrik faturalarındaki itirazlarını dile getirmelerini son derece meşru bir hak olarak görür. Bunun da yanındadır.
‘Saray’ın faturası ne?’
Felaket elektrik faturalarının durumunu herkes görüyor. Bunun bu hale geleceğini biz söyledik. Siz bir kanun teklifi getirdiniz, ‘kademeli soygun’ diyelim buna… ‘Kademeli limit artışı’ dediniz. Kademeli soygun 150 KW saat dediğinizde itiraz ettik. ‘Yapmayın’ dedik. Dinlemediniz. Çıkardınız 150 KW saati. Aradan bir hafta geçti, cumhurbaşkanı açıklama yapmak zorunda kaldı. 210 KW saate çıkartıyoruz dediniz. ‘O da olamaz, yanlış’ dedik dinlemediniz. Şimdi ne oldu? Fatura yığıldı.
Saray’ın son iki aylık elektrik faturasının durumu nedir? Aralık, ocak ve şubatta ne kadar fatura geldi? Demek ki siz bile rahatsız oldunuz. Sıkılmasanız o elektrik faturasını Saray’ın bahçesinde yakacaksınız. O hale geldiniz. Ama siz bunun görmeden vatandaş gördü ve buna karşı muhalefet ediyor ve sokağa dökülüyor. Çok meşru ve demokratik bir haktır yapılanlar.
Gözümüzden kaçıyor, unutuyoruz sanmayın. Ne mesele, bakın Şırnak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Şırnak Uludere Belediye Başkanı Adalet ve Kalkınma Partili Sait Ürek ve Hilal Belediye Başkanı Cevher Benek hakkında ihaleye fesat karıştırma suçundan üç yıldan dört yıla kadar değişen sürelerle hapis cezası verdi. Ne yaptı bu belediye başkanları. Nereye gittiler? Koşa koşa kimin yanına gittiler? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanına gittiler. Cezaları aldıktan sonra birlikte fotoğraf çektirdiler. Biliyorsunuz Süleyman Soylu’nun oldukça zengin bir fotoğraf albümü var. Hala görevinin başındalar. Neden? Ceza almışlar? Neden görev başındalar? Hem de ihaleye fesat karıştırmaktan. Bizim belediyelerimize elinizde bir tek belge yokken yerine kayyım atadınız. Bir kısmı hapiste. Ortada bir hüküm yok, mahkeme kararı yok. Bu nedenle herhangi bir yargılama yok. Bazıları hakkında iddianame dahi hazırlanmamış, ev hapsinde tutuluyorlar, hüküm yok. Kayyım atanmış, ama ortada hüküm var iki Adalet ve Kalkınma Partili belediye başkanı hakkında, birlikte fotoğraf çekiliyor ve görevlerinin başında kalmaya devam ediyorlar. Böyle oluyor. Biz söylüyorduk, mesele hukuk değil. İçişleri Bakanı önce hüküm sonra hukuk diyordu. İşte bunun bir örneği daha karşımıza çıkmış vaziyette.”