Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Narin çocuğun davası görülmeye başlanacak, öyle soğutuldu ki aylarca, sonunda unutulacağından korkar oldum ben de herkes gibi! “İnsan yaşadığı yere benzer” dizesini herhalde böylesi korkunç durumlar, kötü zamanlar için yazmamıştı Edip Cansever ama şimdi iyice birbirimize benzedik, memleketi de bir güzel benzettik! Hangi anlamda anlarsanız artık!
İnsanım diyen hiç kimsenin kayıtsız kalamayacağı, beni ilgilendirmiyor diyemeyeceği savaşın vahşeti Gazze’de tüm değerlerle alay edercesine, derinleşerek sürüyor, yüreğin görmediğini ne yazık ki gözler de görmüyor! İsrail, İran’dan Beyrut’a, Suriye’ye dört koldan saldırıyor!
İnsanız, insansak kendimizi en çok hayvanlara davranışımızda tanırız. Onları da doğanın tıpkı bizim gibi bir üyesi olarak mı görüyor, ona göre saygıyla sevgiyle mi davranıyoruz yoksa rejimin “uyutma” politikasını destekleyerek vahşete göz yumarak mı?
Yenidoğan Çetesini okuyunca aslında insanların yapay zekâya filan gereksinimi olmadığını düşündüm! Böyle bir şeyi nasıl düşünüp kurgulayıp uygulamaya başlıyor insanlar… bilemedim!
Ne yazık ki o hafta bu hafta sözünü her hafta yineleyebiliriz, ortaya karışık da diyebiliriz, “nereden ve nasıl gelirse gelsin” klişesiyle dalga geçer gibi bir kez daha geldi terör ve taksi şoföründen mühendisine, çalışanına 5 suçsuz insanın canına kastetti! Kim bilir ne hesaplar var arkasında, var da tek hesabı o akşam da evine dönebilmek olan insanların ne suçu var?