Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Fransız tarihçi Philippe Aries’nin ünlü kitabı, Centuries of Childhood (1960), altbaşlığı Aile Yaşamının Toplumsal Tarihi. Çocukluğun Yüzyılları’nı anlatan, özellikle Ortaçağda nerdeyse çocukluğun ölümünün ilan edildiğini vurgulayan, sonraları epey eleştiriye uğrayan, tartışmalı bir kitap oldu ama, hem toplumsal bir varlık hem de birey olan, böylece varlık sorunu kadar özgürlük sorunu da yaşayan çocukluk hakkında konuşmanın da yolunu açtı. Bu kitaptan sonra tarihsel bir özne olarak da “ciddiyet”le durulmaya başlandı çocukluk üzerinde.
Philippe Aries Türkçede Özel Yaşamın Tarihi ve Batı’da Ölümün Tarihi kitaplarıyla tanınıyor. Ortaçağ, aile ve çocukluk tarihçisi olmak gibi bir şöhreti var. Aries’nin kitabı Batı’da eskidi ama, bizde sıkı sıkı okunmayı hak ediyor.
Laik cumhuriyeti temelden yıkmak isteyenler ve onların “milliyetçi” destekçileri, İslami bir yönetime geçme, şeriat devleti kurma amacıyla sayısını ve yoğunluğunu artırdıkları din dersleri, Diyanetin şişirilen kadroları ve devasa bütçesi, okullar, kurslar, tarikatlar, cemaatler, tekkeler ve artık devlet yönetiminde, adliyede, emniyette, orduda, eğitimde söz sahibi kimi dinsel yapılarla gerici kuşatmayı büyük oranda tamamladılar. Anayasayı değiştirirlerse yasal olarak da İslam Cumhuriyetini oraya yazacaklar. Yerli ve milli, maneviyat, değerler eğitimi… Hepsi de aynı yere çıkıyor, laik cumhuriyete son vermek, rövanşı almak ve İslami düzene geçmek.
Tanpınar “Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor” diye yazmış 1953-1962 arası tuttuğu günlüklerinde. Keşke yine öyle olsaymış diye düşünüyorum şimdi! Zira ne evlatları Türkiye ile meşgul eskisi gibi ne de Türkiye evlatları ile meşgul eskisi gibi! İkisi de birbirlerinden vazgeçmiş durumda ne yazık ki! Bunun sınıfsal, toplumsal, düşünsel, duygusal, ahlaki ve elbette ekonomik, öyle çok nedeni var ki!