Dünya çapında hak ihlallerini araştıran Uluslararası Af Örgütü’nün personeli üzerinde yapılan bir araştırma, çalışanların kurum içinde sık sık zorbalığa ve ayrımcılığa maruz kaldığını ve yöneticiler tarafından küçük düşürüldüğünü ortaya koydu.

Guardian’ın haberine göre KonTerra tarafından uzman psikologlara hazırlatılan raporda Uluslararası Af Örgütü’nün işyeri kültürü ele alındı.
Rapor, geçen sene iki çalışanı intihar ettikten sonra örgüt yönetimi tarafından istenmiş.
Çalışma, örgütün uluslararası sekreterliğinin yüzde 70’ini oluşturan 450 kişiyle anket ve söyleşilerin sağladığı verilere dayanıyor.
Söyleşilerde ırkçılığın ve cinsiyet ayrımcılığının yapıldığı vakalar da aktarıldı. Buna göre örgütün kadın, LGBTİ+ ya da ‘beyaz olmayan’ çalışanları haksız yere hedef gösteriliyor ve adaletsizliklere maruz kalıyor. Örgüt içinde “Tehlikeli bir ‘biz ve onlar’ dinamiği var.”
Çalışanların üst düzey yöneticilere güveni ise çok düşük seviyelerde. Zorbalık ve küçük düşürme, yöneticiler tarafından başvurulan yöntemlerden.
Bildirilen bir başka sorun ise örgütün ‘şehitlik kültürü’: Çalışanlar çok büyük iş yükleri alarak kendi refahlarından vazgeçiyor.

Raporda çalışanların bir kısmının görüşme sürecinde ‘oldukça gergin’ olduğundan da bahsedilerek şöyle dendi: “Af Örgütü, kapalılık, güvensizlik, kayırmacılık ve diğer gücü kötüye kullanma biçimleriyle derinlemesine damgalanmış bir kültürü sürdürürken, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için etkili bir şekilde çaba gösteremez.”
İşyeri kültürüyle ilgili sorunlar, geçen yıl mayıs ayında bir çalışanın stres ve aşırı çalışmaktan şikayeti sonrasında intihar etmesiyle gündeme gelmişti. Altı hafta sonra örgütün bir stajyeri de kendini öldürmüştü.
Af Örgütü Genel Sekreteri Kumi Naidoo, yazılı açıklamasında ‘raporu okumanın kendisi için çok zor olduğunu’ ve ‘sorunlarla ilgili bir reform planının hazırlandığını’ söyledi.