Isparta’da, ayrılmak istediği erkek arkadaşı Zafer Pehlivan tarafından öldürülen 19 yaşındaki Güleda Cankel’in, hayatta kalmak için verdiği 17 saat boyunca mücadele verdiği, Osman S. adlı üniversite öğrencisinin tanıklığıyla ortaya çıktı. Isparta Valiliği, Cankel’in 17 saat süren mücadelesine rağmen öldürülmesinde kamu görevlilerinin ihmali olduğu iddiaları üzerine inceleme başlatırken, Isparta Kadın Meclisi öncülüğünde sınıf arkadaşları ve üniversite öğrencilerinin katılımıyla, Cankel’in kaldığı apartın önünde protesto gösterisi yapıldı.

DHA’ya konuşan Osman S. adlı üniversite öğrencisi, tanık olduğu anları anlatmak istemediğini söyledi. Osman S.’in ifadesine polisin bilgi amaçlı başvurduğu bildirilirken, söz konusu öğrencinin, katil zanlısıyla geldiği Cankel’in evine geldiği ilk anda konuşan, daha sonraki saatlerde de Cankel’in telefonla aradığı kişi olduğu bildiriliyor.
Katil zanlısı Zafer Pehlivan’ın ikinci kaçma girişiminin ardından yakaladığı Güleda’yı apartın önünde darp ettikten sonra olay yerinde toplanan kalabalıktan korkup kaçmaya çalıştığı, bir kişinin onu peşinden koşarak yakalayıp, polis ekibinin yanına getirdiği de ortaya çıktı. Güleda hastaneye kaldırılırken, Pehlivan, otogara bırakılmış. Ancak Pehlivan, para çekip, taksiye binerek tekrar genç kızın yanına dönmüş.
Isparta Fatih Mahallesi’nde bulunan bir apartta pazar günü yaşanan olayda, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) Fotoğrafçılık Bölümü öğrencisi Güleda Cankel, ayrılmak istediği erkek arkadaşı tarafından öldürülmüştü. Cuma günü geldiği kentte, genç kıza ulaşmak için iki gün boyunca otogarda bekleyen, ardından da Güleda’yı tüm kaçma girişimlerine rağmen 17 saatin sonunda önce elleri ve kabloyla boğan, ardından da kalbinden bıçaklayarak öldüren Zafer Pehlivan ifadesinde genç kızın yakın arkadaşı Osman S.’den şöyle bahsetti: “17 Kasım günü saat 18.00 sıralarında Güleda’nın ışığını yanar şekilde görünce zilini çaldım. Kapıyı açtı, benim olduğumu görünce kapıyı kapattı. Dışarıdan konuşarak ikna ettim. Kapıyı açtı, içeri girdim. Yaklaşık 5 dakika sonra Osman geldi. Ancak kapıyı hafif aralayan Güleda, içeri almadı ve gitmesi gerektiğini söyledi. Bu sırada ben çıktım, Osman adlı kişiyle beraber aşağı indim. Benden Güleda’dan uzak durmamı istedi. Ben de ‘5 yıllık arkadaşım nasıl bırakırım?’ dedim. Osman’la hem konuşuyor hem de yürüyorduk. Bu sırada Güleda’yı aradım. Açmadı. Apartın önüne gittiğimizde Güleda aşağıdaydı. Osman bana ‘Biraz uzaklaş, ben Güleda’yla konuşmak istiyorum’ dedi. Ben de uzaklaştım. Bir süre sonra yanlarına gittiğimde, Osman Güleda’ya dönerek, ‘Zafer’e söylemek istediğin bişey var mı?’ diye sordu. Bunun üzerine Osman’a gitmesini söyledim. O da gitti.”
Zafer Pehlivan’ın ifadesi, Güleda’nın kaçışında Osman’dan yardım istemeye çalıştığını da gözler önüne serdi. Pehlivan, “Dışarı çıkmıştık. Markete gittik. Çıktığımızda kaçmaya başladı. Sonra durdu. Benden telefonunu istedi. Birini arayacağını söyledi. Aradığı kişinin Osman olduğunu görünce telefonu elinden alıp, kırdım. ‘Ben Osman’a gideceğim’ dedi. Hatta kaçtığı yer Osman’ın oturduğu sokaktı. Osman bu yaşananları öğrenmiş. Beni telefonla aradı. Nerede olduğumu ve konuşmak istediğini söyledi. Güleda kaş-göz işaretiyle söylememem gerektiğini anlattı. Ben de Muğla’da olduğumu söyledim. Hatta Muğla’daki adresimi de verdim. Osman, Muğla’ya gelip konuşmak istediğini söyledi. Telefonu kapattıktan sonra Güleda, ‘Bak ne kadar iyi biri. Arayıp soruyor’ dedi. Bunun üzerine tartıştık, önce boğazını sıktım. Sonra kabloyla boğdum. Ölmediğini görünce de mutfaktan aldığım bıçağı kalbine sapladım” dedi.
Katil, sokakta Güleda’yı darp edince bir vatandaş müdahale etmiş, karakolda Güleda şikayetçi olmamış
Isparta Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Osman S.’nin bilgi amaçlı ifadesine başvurdu.
Genç kız ile katil zanlısı arasında yaşananlara bire bir tanık olan üniversiteli Osman S.’ye DHA muhabiri ulaştı. Ancak, Osman S. tanık olduğu anları anlatmayarak, “Maalesef bu olayla ilgili konuşmak istemiyorum” dedi.
Öte yandan dün tutuklanarak cezaevine gönderilen Zafer Pehlivan’ın genç kızı, ikinci kaçma girişiminin ardından darp ettiği anlarda duruma bir kişinin müdahale ettiği ve zanlıyı polisin yanına götürdüğü ortaya çıktı. Pehlivan ifadesinde, üçüncü kaçma girişimi üzerine apartın önünde Güleda’yı darp ettikten sonra vatandaşlardan korkup kaçtığını ancak bir vatandaşın kendisini yakalayarak, olay yerine gelen polislerin yanına götürdüğünü şöyle ifade etti: “Tekme attı. Ben de boğazını tekrar sıktım. Bir süre sonra hava alamadığını söyledi. Dışarı çıkmak istediğini belirtti. Ben de ‘Kaçmayacaksan çıkarız’ dedim. ‘Kaçmayacağım’ dedi; ancak dışarı çıkınca tekrar kaçmaya başladı. Yakaladım. Apartın önüne geldiğimizde tokat attım, omuzundan tuttum, ittirdim. Yere düştü. Bağırmaya ve ağlamaya başladı. Kafasını çarptı. Bunun üzerine korkup kaçmaya başladım. Tanımadığım bir erkek şahıs bana tekme ve tokat attı. Yere düştüm beni kaldırdı. Güleda’nın yanına götürdü. O sırada ambulans ve polisler geldi. Güleda ambulansa bindirilirken, şikayetçi olmadığını söyledi. Hastaneye götürdüler. Beni de alarak otogar civarında bıraktılar. Para çektim, taksiyle hastaneye Güleda’nın yanına gittim. Sonra bizi karakola götürdüler. Güleda, şikayetçi olmadı. Onu polis aracıyla evine götürdüler. Beni de ifademin ardından bıraktılar.”
Valilik soruşturma başlattı
Isparta Valiliği ise Güleda Cankel’in öldürülmesinde kamu görevlilerinin ihmali olduğu iddiaları üzerine inceleme başlattı. İncelemenin devam ettiği belirtildi.
Zafer Pehlivan’ın olaydan bir hafta önce, genç kıza, tehdit içeren ve ‘Bana geri dönmezsen kendimi asarım, kendime zarar veririm’ yazılı mesajlar gönderdiği de ortaya çıktı.
Cankel’in okul arkadaşlarından Melisa Sarı, “Güleda, bir hafta önce ablasının yanına, İstanbul’a gitmişti. Bize, Zafer Pehlivan’ın kendisine mesaj atarak, ‘Bana geri dönmezsen kendimi asarım, bir zarar veririm’ dediğini, hatta bazı fotoğraflar attığını anlatmıştı. Kesinlikle kendisiyle bir daha görüşmeyi düşünmüyordu” dedi.
Güleda Cankel’in hocası ISUBÜ Teknik Bilimler Yüksekokulu Görsel İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölümü Öğretim Görevlisi Murat Fatih Ecevit, olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Ecevit, kadın cinayetlerinin son bulması dileğinde bulunarak, şöyle konuştu: “Güleda bir sınavda neden bu bölümü seçtiği yönündeki soruya, ablasının da Süleyman Demirel Üniversitesi’nden mezun olduğunu, babasının fotoğrafa ilgi duyduğunu, kendisinin de düğün fotoğrafçısı olma düşüncesiyle gelin hikayeleri çekmek istediğini belirten bir cevap vermişti. Uyumlu, çalışkan ve sessiz bir öğrencimizdi. Gerçekten acımız çok büyük.”
Cinayet mahallinde kadın cinayetlerini protesto
Bu arada Güleda Cankel’in kaldığı apartın önünde, Isparta Kadın Meclisi öncülüğünde sınıf arkadaşları ve üniversite öğrencilerinin katılımıyla protesto gösterisi yapıldı. ‘Güleda Cankel için sessiz kalmıyoruz’ pankartı açan kalabalık, basın açıklaması yaparken, öğrenciler ellerindeki karanfillerle ‘Kadın cinayetlerini durduracağız’ ve Güleda’nın fotoğrafının yer aldığı ‘Sessiz kalmıyoruz’ dövizleri taşıdı.

Grup adına basın açıklamasını okuyan İrem Sözgül şunları söyledi: “18 Kasım günü Güleda Cankel burada ayrılmak istediği erkek tarafından öldürüldü. Güleda 17 saat hayatta kalabilmek için mücadele etti. Katilinden kurtulabilmek için mücadele etti. Güleda Cankel 19 yaşındaydı ve hepimiz gibi geleceği için mücadele ediyordu. Daha dün 17 yaşında öldürülen Ecem Balcı’nın davasındaydık. Daha bugün 23 yaşında bir plazanın 20’inci katından atılan, cinayetinin üzeri örtülmeye çalışılan Şule Çet’in davasındaydık. Onlar bizim sıra arkadaşlarımızdı, okuyorlardı. Önlerinde yaşayacak onlarca yılları vardı, ellerinden bu hakkı aldılar. Biz ‘Artık yeter’ diyoruz, yeter. Ellerinizi hayatımızdan, yaşamımızdan çekin. Kadınları yaşatmak için kadın katillerine cesaret değil hak ettikleri cezalar verilsin. 6284 sayılı Koruma Kanunu ve İstanbul Sözleşmesi etkin uygulansın. Eşitlik sadece bir laf değil. Kadın- erkek eşitliği her yerde hayata geçirilsin. Kadınlar özgürce, haklarıyla yaşasın. Kadın cinayetlerini durdurmak için mücadele eden kadınlar, Güleda Cankel’i unutmayacak. Her yerde yılmadan mücadeleye devam edeceğiz ve kadın cinayetlerini durduracağız.”

Açıklamaların ardından toplanan kalabalık Güleda Cankel’in yaşadığı apartın önüne ‘Güleda Cankel için sessiz kalmıyoruz’ yazılı pankart astı. Daha sonra katılanlar pankartları ve karanfilleri yere bıraktı. Son olarak ise ‘Katledilen kadınlar isyanımızdır’, ‘Kadın, yaşam, özgürlük’, ‘Susma sustukça sıra sana gelecek’ sloganları atan kalabalık, sessiz şekilde dağıldı.