Dünyada özellikle 30’lu 40’lı yaşlar arasında yaygın olan iki trend var. YOLO ve YONO.
YOLO (You Only Live Once/ Sadece bir hayatın var.) Bas bas paraları durumu. 10 bin liran mı var. Yap bir hovardalık harca gitsin, bir daha mı geleceksin dünyaya. Yarını düşünmeye gerek yok! Bu akıma kapılanlar geleceğe hazırlanmak yerine sadece ‘şimdiye’ odaklanıyor. “Şu anda mutlu muyum, boşver gitsin, yarın kimin umurunda tüketeyim tüketebildiğim kadar.”
Giderek yaygınlaşan YONO (You Only Need One) ise bize daha uyuyor gibi. Gereksiz şeyleri tüketmenin yaşam kalitesini iyileştirmenin bir yolu olmadığı algısına dayanıyor. Tüketimi minimuma indirip ekonomik ve çevresel olarak uzun vadeli sürdürülebilirliğe odaklanıyor ‘YONO’cular.
Bu yaşam biçimini savunanlar dolaplarında çok az kıyafet tutuyor, diş macunlarını dibine kadar kullanıyor, ailelerinden kalan yıpranmış eşyaları kullanıyor, dışarıda değil evde yiyorlar. Aşırı tüketim eğilimlerini reddedip basit bir yaşam tarzının daha ‘şık’ olduğunu savunuyorlar. Sadece gerektiği kadar tüketiyorlar. Gerekli şeyleri satın alırken dönüştürülebilen, çevre dostu, yeniden kullanılabilir ürünleri seçiyorlar. Yerel ekonominin canlanması ve karbon emisyonunun azaltılmasına yardımcı olmak için lokal ürünler satın alıyorlar.
Biz 7’den 70’e mecburen YONO’cuyuz. Dünya gelsin bizden öğrensin bu trendi!