Irak ve Suriye’deki IŞİD teröründen kaçan binlerce göçmen Avrupa’ya gitmek için İzmir ve Bodrum limanlarından tehlikeli bir yolculuğa çıkıp Yunan adalarına geçiyor. Ancak göçmenlerin rotası burada sonlanmıyor…
İç savaşın ortasından canlarını kurtamak için kaçan göçmenler, canlarını Ege ve Akdeniz’de tehlikeye atmaktan çekinmiyor. Zira birçoğu için deniz ortasında küçük bir botla umuda yolculuk etmek tek çözüm.
İzmir ve Bodrum başta olmak üzere Ege limanlarına gelen göçmenler, bu aralar satış patlaması yaşanan botlar ve güvenlik yeleklerinden alıp Yunanistan’ın Türkiye’ye en yakın adalarından Kos’a kürek çekiyor. Türkiye hükümetinin bulduğu tek ‘çözüm‘ İzmir ve Bodrum’daki göçmenleri başka yerlere sürmek olurken, Yunan hükümeti de gerekli önlemleri almamakla suçlanıyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Yunan adalarındaki ‘göçmen kaosu‘ için Atina’ya kontrolü ele alma çağrısı yaparken, sadece bu sene yaklaşık 124 bin Suriyeli göçmenin Türkiye’den Yunanistan’a geçtiği belirtiliyor.
Kos Belediye Başkanı Yorgos Kiriçis de durumun kontrolden çıktığını belirtip, “Kontrol edilemez durumların oluşması yönünde ciddi bir tehlike var. Kan dökülebilir” demişti. Adada son günlerde polislerle göçmenler arasında çatışmalar yaşanmaya başladı bile.
Yunan hükümetinin şu ana kadarki attığı en somut adım, Kos adasına Eleftherios Venizelos adlı dev gemiyi yollamak oldu. Gemi burada kayıt işlemleri için bekleyen göçmenlere şimdilik ev sahipliği yapacak.
Her gün 2 bin kişi Makedonya’ya geçiyor
Ancak birçok göçmen için Yunanistan, bu tehlikeli yolculuğun varış noktası değil. Kos ve diğer Yunan adaları göçmenler için rotanın ilk adımlarından biri.
Reuters’ın haberine göre her gün yaklaşık 2 bin göçmen Yunanistan’dan Makedonya’ya geçiyor. Şu ana kadar Makedonya’dan geçen göçmen sayısı ise yaklaşık 30 bin.
Yunanistan’a koşmu Makedonya’nın Gevgeli kenti göçmenlerin Kos’tan sonraki en işlek durağı. Makedonya hükümeti de göçmen akını karşısında ellerinden bir şey gelmediğini söylüyor. Makedon polislerin göçmenlere karşı şiddet uyguladığı haberleri ise artmaya devam ediyor.
Öyle ki Reuters objektifine takılan karelerde bir göçmene polisler tarafından elektrik şoku verildiği, birçoğunun ise polisler tarafından trene binmesinin engellendiği görülüyor.
Amaç Sırbistan’a geçmek
Ancak göçmenlerin rotası Makedonya’da da sonlanmıyor. Buradan trenlere binen binlerce kişi bu kez Sırbistan sınırına yönleniyor.
Soğuk Savaş döneminden kalma sınıra örülen dört metre yüksekliğindeki duvarı da geçen göçmenlerin Sırbistan’dan sonraki durakları ise Macaristan. Avrupa Birliği üyesi Macaristan’a ulaşan göçmenler böylece ‘sınırları kaldıran‘ Avrupa Birliği’ne ayak basmış oluyor.
Ancak Macaristan, Sırbistan sınırına dikenli tel çekmeye başladı bile. Göçmenler ise Macaristan, tamamen ‘kapıyı kapatmadan‘ Avrupa Birliği’ne adım atma derdinde.
Göçmenler bu şekilde birçok engele rağmen önceki hayatlarından daha kötüsü olmayacağına dair motivasyonla her gün Macaristan’dan bir başka Avrupa Birliği üyesi ülkeye ilerlemeye devam ediyor.
Eşimi ve çocuklarımı bırakmak zorunda kaldım
Suriye’den kaçan Hasan Ahmet, Reuters’a 23 Temmuz’dan beri bu yolculuk için 16 bin dolar harcadığını, insan kaçakçıları ve rüşvetçi gümrük polisleri tarafından dolandırıldığını anlatıyor.
Ancak Ahmet, bunu hayatını kurtarmak için yaptığını vurguluyor: “Suriye esir alınmıştım ve onların elinden kaçmayı başardım. Orada yaşama şansım yoktu, beni mimlemişlerdi. Eşimi ve çocuklarımı bırakıp kaçmak zorunda kaldım.”
Halep’te hapse düşen Anas Sifrini ise özgürlüğü için 11 bin avro ödediğini, dört aydır da Avrupa’ya ulaşmak için yolda olduğunu söylüyor. Bu süreçte polislerden dayak yediğini anlatan Sifrini, “Yunanistan’da yakalandım, polisler dövdü daha sonra onları müdürüne şikayet ettim, tekrar dayak yedim” diye konuşuyor.
Değil dört ay, dört yıl geçse…
“Eşim ve kızım İsveç’te, oraya ulaşmak için değil dört ay, dört yıl geçse de mücadele edeceğim” diyen Sifrini, Avrupa’ya gitmeye çalışan binlerce göçmenden biri.
Yunanistan’ı ‘gerekli önlemleri‘ almamakla suçlayan Avrupa’nın, bu kez önemli boyutlardaki göçmen akınına karşı herhangi bir ‘önleminin‘ olup olmadığı ise bilinmiyor.
Zira binlerce kişi de ‘göçmen mezarlığı‘ haline gelen Akdeniz üzerinden daha uzun bir deniz yolculuğuyla Yunanistan, İtalya ve diğer Akdeniz ülkelerinin kıyılarına ulaşmaya çalışıyor. Şu ana kadar Avrupalıların göçmenleri kurtarma ve ülkelerine ayak basan göçmenlere karşı uyguladığı politikalar ise ‘insancıl‘ bulunmuyor.