Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Balık, bahsettiğim tablonun her uzun bayram tatili sonrası görüldüğüne işaret ediyor ve diyor ki: “Sıklıkla görülmesi bir salgın olduğu anlamına gelmiyor. Bu da salgın değil. Ancak mevsim geçişleri ile özellikle kalabalık sebebiyle hijyene pek dikkat edilmeyen, temasın; öpüşme ve sarılmanın arttığı ortamlarda enfeksiyon ve virüslere açık oluyoruz. COVID, influenza, nezle ve RSV virüsleri ile Beta bakterisinin de sürekli aramızda olduğunu hatırlatmak gerek. Eskiden virüslerin sadece kışın ortaya çıktığı düşünülürdü ancak yoğun nüfus hareketliliği olan bayram, yaz tatili gibi yoğunluklara girilen her ortamda, mevsimden bağımsız, enfeksiyonlara yakalanma riskimiz çok yüksek.”
“Sıcakların da bastırması ile bağırsak enfeksiyonları, gıda zehirlenmesi, ishal ve mide bulantısı da gördük. Kalabalık mekanlarda gıda hijyenindeki zincir çabuk kırılabiliyor. Özellikle kıyma, tavuk gibi hayvansal gıdalar, dondurma, pişirilmeden ya da iyi yıkanmadan yemen sebze ve salatalar, düzenli ve iyi klorlanmayan havuzlar yoluyla kolayca enfeksiyonlar oluşabiliyor. Sık yapılan bir hata söyleyeyim sana; eti buzluktan çıkarıp, güneşin altına koymak. Olmaz! Dondurucudan çıkan etin en az 5-6 saat buzdolabında beklemesi, çözülmesi lazım. Bazen bozulmuş bir etin ya da iyi yıkanmamış bir gıdanın dondurulduğu da oluyor. Dondurmak ete sağlık katmıyor, aksine donunca içindeki mikropta donuyor. Gıda çözündü mü mikrop da uyanıyor. Dondurucudan çıkan her şey ‘sağlıklı’ olmayabilir. Ayrıca çiğ tavuk kesilen bıçak ve tahta başka bir şey için kullanılmamalı, direkt bulaşık makinasına atılmalıdır.”