• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Fizikçi Serim-Ömer İlday çifti Avrupa’nın en prestijli araştırma ödülünü ayrı ayrı aldı

21/05/2022 15:59


ZEYNEP GÜVEN ÜNLÜ

@zeynepguvenunlu

Bir aileden iki kişiye büyük ikramiye çıkma olasılığı nedir? Çok düşük olsa gerek. Bilkent Üniversitesi öğretim üyeleri Serim ve Ömer İlday çifti Avrupa’nın en prestijli araştırma ödülünü ayrı ayrı aldı.


Belirtmeye gerek yok, bu ödül elbette şansla değil, akılla ve emekle geldi.

İlday çiftine, toplam 4 milyon avroluk (67 milyon lira) ödülü nerede nasıl kullanacaklarını sorduk, aynı alanlarda üretmenin evlerine ve evliliklerine nasıl yansıdığını konuştuk.

Serim – Ömer İlday

Hangi araştırma ödülünü aldınız, miktarı ne ve bu fon kimlere veriliyor? 

Serim 2019 yılında Avrupa Araştırma Konseyi (European Research Council: ERC) tarafından Başlangıç Hibesi (1,5 milyon avro), Ömer ise bu yıl Gelişmiş Hibe (2,5 milyon avro) ile ödüllendirildi. Bu hibe ile beş yıl boyunca araştırmalarımızı yürütebilmek için kullanacağız. ERC Avrupa’nın en prestijli araştırma hibesi, araştırma alanlarında uluslararası başarılara ulaşmış ve çığır açıcı fikirleri olan araştırmacılara veriliyor.

Nasıl araştırmalar için kullanacaksınız?

Serim bu hibe ile dinamik ve adaptif sistemlerin birden çok seçenekle karşılaştığında hangisini seçeceğini ve bunun nedenlerini araştıracak. Dinamik ve adaptif sistemler çevremizde gördüğümüz, tam olarak anlayamadığımız, kontrol edemediğimiz ve gelecek öngörülerinde bulunamadığımız sistemler. Örneğin, biyoloji, ekonomi, ekoloji, sosyoloji gibi kategorize edilen her sistem bu çatı altında buluşuyor. Tabii Serim sorduğu soruya tüm bu alanlarda çalışarak cevap aramıyor. Onun yerine bu sistemlerin temel özelliklerini gösterebilen, bunun yanında anlaşılması ve kontrol edilmesi çok daha kolay, basit kurgulu koloid sistemlerini kullanıyor.

Işıktan oluşan kristal

Ömer, bugüne kadar yapılanlardan kavramsal olarak çok farklı bir ultrahızlı lazer geliştirecek. Ultrahızlı lazerler insanlığın yapabildiği en kısa olaylar olan lazer atımlarını oluşturuyor. Bu atımların uzunluğu bir saniyenin milyon kere milyarda biri mertebesinde. Bu atımların oluşumu lazerin içinde fotonların kendiliğinden bir araya toplanması ile oluyor. Bu açıdan Serim’in çalıştığı dinamik ve adaptif sistemlere birer örnekler. Ancak, bu yöntem lazerde aynı anda sadece tek bir atımı oluşturabiliyor. Ömer’in önerdiği binlerce atımın arasında da bir kendiliğinden organizasyon oluşturup, tüm bu atımları bir kristalde atomlar nasıl yanyana diziliyorsa, o şekilde dizmek, yani ışıktan oluşan bir kristal oluşturmak.

Bu çalışma bilime ve gündelik hayata nasıl yansıyacak?

Serim’in amacı bu sistemlerin karar haritasını ortaya çıkartmak. Bu harita da sistemin kendisi gibi dinamik olacak ve dışsal uyaranlar ile iç dinamiklerin değişimlerine göre sistemin hangi kararı alacağını önceden yüksek doğrulukta tahmin edebilecek. Bu projenin çok sonrası için uzun dönemli ve belki de kariyerinin sonuna kadar takip edeceği hayali ise koloid sistemi için geliştireceği bu haritayı biyoloji, ekonomi, ekoloji, sosyoloji gibi sistemlere genişletmek ve bunlar için genel bir kuram oluşturmak.

Ömer’in hayal ettiği, ışıktan bir kristal oluşturabilirse, bu şimdiye kadar yapılmış en hızlı ve yüksek frekanslı lazer olacak. Böyle bir lazerin lazer cerrahisinde, üç boyutlu yazıcılarda, endüstriyle metal veya cam işlemede ve daha birçok alanda çok sayıda uygulaması olacak. Ancak, onu daha da heyecanlandıran, kavramsal yeniliği olacak — ilk kez insan yapımı kendiliğinden organize olan bir şey ikinci kez ve daha karmaşık şekilde kendiliğinden organize olmuş olacak. Buna hiyerarşik kendiliğinden organizasyon diyoruz. Düşünürsek, canlı hayat bunu sürekli yapıyor, moleküllerden organeller, organellerden hücreler, hücrelerden doku, organlar, bunlardan da, örneğin, biz ortaya çıkıyoruz. Her canlının doğumu ve büyümesi hiyerarşik kendiliğinden organizasyon sayesinde, ancak bunun fiziğini ve matematiğini henüz anlamaktan çok uzağız. Ömer lazerde bunu elde ederek arkasında yatan temel matematiği anlamaya başlamayı umuyor.

Aynı ailede iki kişi, Avrupa’nın en prestijli bilim ödülünü ayrı ayrı aldı. Teşbihte hata olmaz, bu bir eve iki kere piyango çıkması gibi bir şey olsa gerek. Tabii sizinki şansla değil emekle geldi.

Gerçekten de piyango kazanmış gibi mutlu olduk. Geçen yıl Ömer bir de Kavram İspatı (Proof of Concept: PoC) hibesi aldı. Şu an ailede üç aktif ERC hibesi var. Şimdi aramızda bir yarışa dönüştü, Serim de seneye PoC için başvurmayı planlıyor.

Birbirinize ne kadar destek olabiliyorsunuz?

Hem hayatta hem araştırmada birbirimize çok ve eş destek oluyoruz. Tam senkronize olmuş takım arkadaşları gibiyiz. Bunu bilhassa pandemi sürecinde daha iyi kavradık ve daha da geliştirdik. Bir kere her gün araştırmalarımızla ilgili fikir alışverişi yapıyoruz. Bu en büyük zevk ve bu sayede ikimizin de fikirleri daha da derinleştirip zenginleşiyor. Bunun yanında her türlü ev işini de paylaşıyoruz. Yoğun çalışma temposuna girdiğimizde, seyahatlerde veya hastalık durumlarında hemen diğerimiz destek oluyor. Bu sayede güzel bir iş-hayat dengesi oluşturduk.

Bilim insanı çiftler daha çok ilgi görüyor

Özlem Türeci-Uğur Şahin çifti çalıştıkları konudan bağımsız olarak çift oldukları için de çok ilgi gördüler. Bilim insanları çift olunca neden daha çok ilgi görüyor sizce?

Çok haklısınız, bilim insanı çiftler toplumda ilgiyle karşılanıyor. Sanıyoruz bu biraz da toplumun bakış açısından kaynaklanıyor. Sonuçta genel anlayış bilim insanının gece gündüz çalıştığı, neredeyse sosyal hayattan kopacak kadar meşgul olduğu yönünde. Yine geleneksel anlayış bilim insanında hemen erkek cinsiyetini gördüğü için, kadına da bu çok yoğun ve çok kafası meşgul olan erkeğe bakacak ve gündelik işlerini görecek kişi gözüyle bakıyor. Bilim insanı çiftler bu tablonun çok dışına çıkıyor, erkek izole değil yardımcı ve otonom, kadın üzerine giydirilen bakıcı elbisesini çıkarıyor ve eş üretken konuma yerleşiyor. Bu tablo genel kanılara ters olduğu ve bu mekanizmanın çalıştığı görülünce de şaşkınlıkla birlikte ilgi doğuyor. Biz bunu olumlu karşılıyoruz çünkü toplumsal düşünce ve normları somut örneklerle sınıyorsunuz. Ne kadar çok örnek o kadar kolay sosyal değişim diyoruz. Sonuçta kemikleşmiş normlar beraberinde öğrenilmiş çaresizlik de getiriyor. Toplum kadını bir yere konumlandırdığında çoğu kadın da o yerde kendini çaresiz hissedip çıkmak için bir çabaya girmiyor. Ancak, aksi örnekler artarsa bu cesareti bulabiliyorlar. Dolayısıyla Özlem Türeci ve Uğur Şahin gibi dünyaca alkışlanan başarılara imza atmış çiftlerin topluma düzenli ve artarak çeşitli medya ortamlarında tanıtılmasının çok faydalı olduğu görüşündeyiz.

İldaylar’ın salonundan bir görüntü

Salonumuzda kara tahta var

İşi eve ne kadar taşıyorsunuz?

Bizim evimiz tipik bir aile evinden çok uzak! Salonumuzun bir duvarında dört buçuk metrelik bir karatahta var, karşı duvarı tamamen bir kitaplık kaplamış vaziyette. Ömer’in kuzeninin çocukluğundan kalma bir küçük okul sırası var onu çalışma masası gibi kullanıyoruz. Bir piyano, bir tekli oturma koltuğu, bir sandalye ve üç-dört tane de hem oturak hem sehpa olarak kullandığımız tabure var. Belki olan kadar olmayanı da söylemekte fayda var: Televizyon yok. Bizim en büyük şansımız her ikimiz için de işimiz hobimiz. Dolayısıyla gündelik hayatımızın içinde hep işimiz, yani okumak ve düşünmek var. Sekiz yaşında bir oğlumuz var, Kayra. O da matematiği oyun olarak görüyor ve çok seviyor. Onunla her gün salondaki tahtada ‘matematik oyunları’ oynuyoruz. En büyük keyfi okuldan döndükten sonra tahtada onun için hazırlanmış bir soru bulmak!

Kayra İlday kara tahtada

Kayra’nın aileye katılması çalışmalarınızı nasıl etkiledi? Bilim de çocuk da ilgi ve zaman istiyor.

Kayra ilk ve tek çocuğumuz o yüzden ilk yıllar oldukça afalladık. Bu durum her ikimizin çalışmalarını da etkiledi. Örneğin çalışmaya ayırdığımız vakit her ikimiz için de yaklaşık yarıya indi. Ancak fark ettik ki bu durum toplam çıktımızı etkilemedi. Bilakis fikirlerimiz anlayışımız çok gelişti. Sonuçta her ikimiz de ‘öz-birleşme, kendiliğinden organizasyon nasıl oluyor’ sorusunun cevabını arıyoruz. Yani ‘bir yapı ve davranış nasıl oluyor da basit parçalardan kendiliğinden ortaya çıkabiliyor’ bunu anlamaya çalışıyoruz.

Bir bebeğin anne rahminde oluşmaya başlaması, doğduktan sonra dış dünyayla tanışıp bir çok uyarana uyumlu davranışlar geliştirmesini incelemek bizim için müthiş bir deneyimdi. Sanki uzun dönemli bir deney yapıyoruz gibi hissediyoruz. Elbette bu gözle Kayra’nın fiziksel, bilişsel ve sosyal gelişimine tanık olmak fikirlerimizi çok geliştirdi ve araştırmamıza pozitif etki etti. Elbette ilk yıllar Serim daha çok zorlandı çünkü anne ve bebeğin birbirlerine bağlılıkları ilk yıllar baba ve bebek ilişkisine göre kat be kat fazla. Ancak belli bir yaştan sonra baba-çocuk ilişkisi de aktif hale gelince bu durum dengelenmeye başlıyor. Dolayısıyla ortalamada her ikimiz de eşit etkilendik diyebiliriz.

Filed Under: Diken özel, Vitrin-mobil

SON HABERLER

Hekimlerin yurt dışı için belge başvuruları 2022’nin ilk yarısında rekor kırdı

Türk Tabipleri Birliği (TTB), sağlık çalışanlarının yurt dışında … Devamı...

CERN açıkladı: İlk kez bir pentakuarkta ‘garip’ kuarka rastlandı

Sakin olun, bunun ne anlama geldiğini ve neden önemli olduğunu açık şekilde … Devamı...

Tacizcisini öldüren lise öğrencisi ilk duruşmada tahliye edildi

Kars’ta kendisini 14 yaşından itibaren üç yıl boyunca taciz eden adamı … Devamı...

Britanya’da Johnson’a tepkili iki bakan art arda istifa etti

Britanya Sağlık Bakanı Sajid Javid ve Maliye Bakanı Rishi Sunak, art arda … Devamı...

Sarallar operasyonunda MHP MYK üyesi de gözaltına alınmış

MHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Şahin Gürz, Sarallar suç örgütüne … Devamı...

CHP’li belediyeler ‘Dışişleri’nden izin’ kararına uymayacak

CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, belediye başkanlarının yabancı … Devamı...

Erdoğan’ın danışmanı: Rus gemisindeki tahıl çalıntıysa, Ukrayna adına satarız

Cumhurbaşkanlığı danışmanı İlnur Çevik, Türkiye'nin Ukrayna’nın talebi … Devamı...

Ankara’daki Onur Yürüyüşü’ne polis müdahalesi: En az 50 gözaltı

Polis, 2'nci Ankara Onur Yürüyüşü'ne müdahale etti. Yirmiden fazla LGBTİ+ … Devamı...

Sonbaharda nüfusun en az üçte birini hastalandıracak dalga bekleniyor

 MESUDE ERŞAN @mesudersan mesudee[email protected] Türk … Devamı...

İtalya başbakanı: Erdoğan’a İstanbul Sözleşmesi’ne dönmeyi telkin ettim

İtalya Başbakanı Mario Draghi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a İstanbul … Devamı...

Araştırma: Artan sıcaklıklarla uykusuz her gece!
Suriye, Erdoğan’ın ‘gönüllü dönüş’ planını kabul etmedi: Asıl amaç sömürgecilik

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1708 gündür hapiste

YAZARLAR

Dört yaşındaki Afgan çocuğun bir ismi de vardı…

Murat Sevinç

Oyun büyük yeğen

Bahadır Kaynak

Neden bu kadar öfkeliyiz?

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sedat Peker meselesi ve içine düştüğümüz sefalet

Levent Gültekin

Türkiye demokrasisinde siyasetçilerin halktan uzaklaşmaması mümkün mü?

Murat Sevinç

AKP neden oy kaybediyor?

İhsan Dağı

Cüneyt Arkın’ın ardından: Baş ucundaki ekmeğe bakarak uyumak

Azime Acar

GÜNÜN 11’İ

Yılmaz Özdil: Gerçekti hayal oldu

Bahadır Özgür: Evcil’in ilmek ilmek ördüğü tezgâh

Murat Muratoğlu: Fotokopi çeker gibi para basıyorsan…

Mustafa Balbay: Saray da Meclis’te çoğunluğu kaybetme olasılığını göz ardı etmiyor

Can Ataklı: Saray medyası ‘dünya da çok etkilendi’ diye bir ayrıntı koymuş habere

Evren Devrim Zelyut: Hasar almadan 2023’ü görmelerine imkan yok

Yusuf Karadaş: Erdoğan’ın NATO’da Kürt pazarlığı

Yaşar Aydın: Muhalefetin önündeki birtakım sorular

Zeynep Gürcanlı: Ukrayna ve Rusya’nın boşluğunu doldurmak kolay değil

Akif Beki: Dodurga’yı alan Türkiye’yi de alıyor şu halde

Taha Akyol: Hangisine inanacağız?

Sarıyer’deki balıkçıda sergilenen amforalara el kondu

Bu kafenin garsonları kekeme: Para kazanıyor, konuşma pratiği yapıyor, özgüvenlerini geliştiriyorlar

95-0 ve 91-1 biten iki futbol maçına inceleme

Başına beş yılda üç kez talih kuşu konan kadın, kazandıran taktiğini anlattı

Belgesel için ilan verildi: Büyük penisliler aranıyor

‘Minyonlar çılgınlığı’ sinema salonlarına takım elbiseyle girişi yasaklattı

UEFA, Şampiyonlar, Avrupa ve Konferans liglerinde dağıtacağı para ödüllerini açıkladı

Ulusal Galeri’de ‘yapışkanlı’ iklim eylemi

Tekirdağ’da, ‘kunduru’dan 25 ton rekolte bekleniyor

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi