Oysa unutmayın;
Siz “ırmağının akışına ölürüm Türkiye’m” diye türkü söylersiniz, ırmakları kurutan HES’lere karşı biz mücadele ederiz.
Siz “vatan millet Sakarya” edebiyatı yaparsınız, “Amerikan üsleri kapatılsın” diyenler ise bizler oluruz.
Siz “bir çakıl taşı dahi vermeyiz” diye demagoji yaparsınız, memleketin ağacını, dağını taşını, kuşunu böceğini, suyunu denizini ise biz savunuruz.
Siz “devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir” dersiniz, o kurşunlar “tam bağımsız Türkiye” diyen bizlerin kalbine, kafasına saplanır.
Siz “dünya beşten büyüktür” diye masal okursunuz, biz sizin secde ettiğiniz Amerikan 6. Filosunun askerlerini denize döküp madara eder, memleketten kovarız.
Sizin sizden başka dostunuz yoktur, biz ise dünyanın neresine el uzatsak, insan olmakta ve insan kalmakta ısrar eden, “diz çökerek yaşamaktansa ayakta ölmek yeğdir” diyen biri mutlaka tutar elimizi, sımsıcak kucaklaşırız.
Sizin kökünüz, tarihiniz, tarih bilinciniz yoktur, “ecdat” diyerek varmış numarası yaparsınız ama biz Bedreddin’le Pir Sultan’la, Dadaloğlu’yla, Nesimi’yle dostluk, ahbaplık, yoldaşlık ederiz.