Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
İktidar medyası, kayyum atanmasını ertesi sabah güle oynaya duyurmakla kalmadı. Ahmet Özer’i suçlu gösteren başlıklar attılar:
“PKK’nın bombacıları ile ne işi vardı? (Ahaber), “10 yıldır PKK ile bağlantılı” (CNN Türk), “PKK’lılardan CHP’ye oy istemiş” (Akşam), “Ahmet Özer PKK’lı Remzi Kartal’la 14 kez görüşmüş” (Aydınlık), “PKK/KCK’lı isme para göndermiş” (Sabah), “PKK ile irtibatta” (Türkgün), Esenyurt’tan Kandil’e kırmızı hat kurmuş” (Türkiye), “CHP, Kandil’i Esenyurt’a taşımış” (Yeni Akit).
Sonra da CHP’nin düzenlediği mitingi ve eleştirilerini aktarmak yerine, DEM ile işbirliğini ve gelmeyen belediye başkanlarını öne çıkararak aleyhte propagandaya çevirdiler eylemleri.
Tekrar olacak ama anımsatmak durumundayım. Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde, “Yargı kararı kesinleşmedikçe, şüpheli ya da sanık suçlu ilan edilmemelidir” ilkesine yer veriliyor. Ayrıca soruşturmayı etkileyecek yayınlardan kaçınılması, iddia ve suçlamalara ilişkin bilgilerin adil ve dengeli biçimde yayımlanması isteniyor.
Ahmet Özer hakkında iktidar medyasındaki yayınlarda bu ilkeler açıkça, bile isteye ihlâl edildi, ediliyor. “Masumiyet ilkesi”ni yok sayanların yaptığı gazetecilik değil, tıpkı Ergenekon ve Balyoz kumpasları sürecinde olduğu gibi, operasyon gazeteciliği…