Açlık grevindeki tutuklu öğretmen Semih Özakça’nın kendisi gibi açlık grevindeki eşi Esra Özakça, “Semih’i sabahları ‘Uyan ölü müsün değil misin diye bakacağız’ diye uyandırıyorlarmış” dedi.
Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, OHAL KHK’sıyla ihraç edildikleri işlerine dönmek için yaptıkları açlık grevinde 159 günü geride bıraktı.
‘En çok şikayet ettikleri şey kas ağrıları’
Bianet’ten Esra Kural’a konuşan Esra Özakça, iki eğitimcinin son durumu hakkında bilgi verdi: “En son geçen Pazartesi (7 Ağustos) günü görüşe gittik. Kas ağrıları en çok şikayet ettikleri şey. Semih Numune Hastanesi’ne götürüldüğünde 57 kiloymuş ama onun da üzerinden geçmişti. Gördüğümde çok zayıftı. Hastaneden ‘refakatçi uygundur’ diye yazı göndermişler ama yalnız başlarına kalıyorlar. Bir kat boşaltılmış, sadece ikisi var. Aralarında boş bir oda var. Birbirlerini seslerini duyabiliyorlarmış ama ikisinin de çok sesi çıkmadığı için kısıtlı. Nuriye hoca bir gece cevap verememiş. ‘Gücüm yok cevap veremedim’ demiş.”
İki eğitimcinin güneş almayan ve havalandırması olmayan küçük bir odada kaldığını belirten Özakça, hücredeyken havalandırmaya çıkabildiklerini ancak burada böyle bir imkanlarının olmadığını aktardı.
İkilinin belli saatlerde kontrol edildiğini kaydeden Özakça, “Semih’i sabahları ‘Uyan ölü müsün değil misin diye bakacağız’ diye uyandırıyorlarmış. ‘Anlamıyor musunuz nefesimden?’ deyince de ‘Oradan anlaşılmıyor, bilincin açık mı nereden bilelim’ diyorlarmış. Müdahale yapmaya dair psikolojik baskı var” dedi.
‘Avukat görüşleri kısıtlandı’
Özakça şöyle devam etti: “Avukatları her gün gidebiliyor. Ama hastaneye götürüldükten sonra görüş saatlerini kısıtladılar. Sabahtan öğleye bir saat, öğleden sonra bir saat avukat görebiliyor. Önceden avukatlar odalarına girebiliyorlardı. Şimdi odalarına giremiyorlar. Odalara girişteki küçük koridora masa koymuşlar; masanın etrafında görüşebiliyorlar. Bir kişiye bir avukat kısıtlaması geldi, iki avukat aynı anda giremiyor. Sebebini de ‘hijyen’ olarak açıklıyorlar. Ama Semih diyor ki ‘Odama 5-10 gardiyan istediğinde giriyor, önlem de almıyorlar, avukatlar maske ve eldivenli halde iken bu uygulanıyor.’“
15 günde bir telefon hakkı olduğunu ve son konuşmalarının 17 saniyede kesildiğini belirten Özakça, “Gerekçe olarak daha önce sesinin dışarıya çıkması bahane edilmiş. Yüksel Caddesi için yaptığı şarkıyı melodisini unutmadan hızla söylemek istemişti, ama telefon kesildi. Bu hafta daha aramadı” diye konuştu.
Doktorların iki eğitimciye müdahale etmek istediğini belirten Özakça, eşinin, “Akbaba gibi başımızda bekliyorlar. Bir şey olduğunda müdahale edecekler. Bunun kendisi işkence” dediğini söyledi.
İki eğitimcinin tutuklandığı 23 Mayıs tarihinden beri açlık grevinde olan Esra Özakça kendi durumu hakkında da, “En çok problem diş etlerimde. İshal devam ediyor. Saçlarım çok dökülmeye başladı. 48 kiloya düştüm. Açlık grevine evde devam ediyorum” dedi.