Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Resesyon, reel gayri safi yurtiçi hasılanın(GSYİH) iki veya daha fazla çeyrekte yıllık periyodda arka arkaya negatif büyümesi olarak tarif edilir. Ancak bu ezber doğru değildir. Gerçekte ülkeye göre değişir.
Üçüncü çeyrekte fert başına GSYH’da büyüme yüzde 1,69 oldu. Bunun nedeni hükûmet müdahalesidir. Hükûmet haksız rekabet yarattı.
Bir ay öncesine kadar, Merkez Bankası eksi reel faiz politikası uyguladı. Bankalar ucuz fon sağladı ve yüksek kâr etti. Hükûmet yasa çıkardı ve işletmeleri yüksek sigorta primleri ödemeye mecbur etti. Bu nedenle finans sektöründe yüzde 6,2 oranında büyüme oldu.
Siyasi iktidar her zaman inşaat sektörünü rant alanı olarak görüyor. Bu nedenle de TOKİ’nin imkânları devreye girdi ve inşaat sektörü yüzde 9,2 oranında büyüdü.
Durgunluk göstergeleri;
*Sanayi sektörü yüzde 2,2 oranında, imalat sanayi yüzde 2,8 oranında daraldı. Bu sonuçta işsizlik demektir.
*Gayri safi sabit sermaye yatırımları, yüzde 0,8 oranında daraldı. Yatırımlarda daralma durgunluğa giden yoldur.
*2021-2022 yıllarında yüzde onun üstünde olan talep artışı, bu sene düştü ve üçüncü çeyrekte 3,1 oldu.
*Büyüme trendi düşüş yönündedir. (Aşağıdaki grafik.)
Hükûmet şimdi dezenflasyonist politikalar büyümeyi düşürdü diyecektir. 2001 güçlü ekonomiye geçiş programı ile hem enflasyon düşürülmüş hem de 2002 yılında yüzde 6,4 oranında büyüme olmuştu.
Ekonomi yönetiminin iyi bilmesi gerekir ki; ekonomik istikrar ve refah yalnızca para politikası ile yalnızca vergileri artırmak ve sıcak para bulmakla sağlanamaz. Türkiye’de tek umut olarak görülen monetarist politikalar, gelişmiş Batı ülkeleri için geçerlidir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde büyüme değil kalkınma önemlidir. Bunun için de, büyüme ve kalkınma politikaları, sosyal maliyet yaratmayacak, kapsayıcı ve sürdürülebilir olmalıdır. Bu politikalara aklı eren ve beyin göçünden kalan genç iktisatçılarımız hâlâ vardır. Önemli olan siyasi iktidarın niyet etmesidir.