Yeni hükümet kemer sıkmada IMF’yi aratmadı. Ama IMF olsaydı, saray harcamaları dâhil kamuda israfı önleme tedbirleri isterdi. Popülizmin kalkmasını şart koşardı. IMF’nin görevi bir ülkede olası veya yaşanan krizlerin diğer ülkelere yayılmasını önlemektir. Bunun için acil kredi verir ve stand-bay düzenlemesi ile istikrar programı yapar.
Bugünkü şartlarda Hükümet “IMF’ye gitmem” diyor. Çünkü IMF’nin getireceği istikrar programı popülist harcamaların kısılmasına ve iktidarın oy kaybına neden olacaktır. IMF’ye gitmeyi kimse istemez. Ama gerçekçi olursak hükümetler Türkiye’nin önünde başka çözüm bırakmadılar. Eğer IMF’ye gitmezsek; Türkiye’nin dış borçlarında temerrüt riski daha da artacak ve kriz derinleşecektir.