Türkiye’de asıl sorun hükûmetin devlet eliyle, kamu bankaları eliyle sürekli İslami bankacılığa imtiyaz ve destek vermesidir. Hükümet her şeyi özelleştirdiği halde, kamu bankalarını özelleştirmedi. Çünkü bu bankaları hem popülizmde, hem de İslami bankacılıkta olduğu gibi, kendi ideolojisi doğrultusunda kullanıyor.
Söz gelimi faizsiz ya da katılım bankacılığına göre işlem yapmak üzere Ziraat Bankası, Vakıflar Bankası ve Halkbank’a izin verdi.
Londra’da İslami bankacılığın amacı finansal sektörle sınırlı kalabilir. Ama Türkiye’de bugün iktidar elinde risklidir.
Siyasi iktidarın niyeti farklı da olsa, şeriat esasına göre çalışan İslami bankacılık konusunda ayırımcı olması akla şu soruyu getiriyor;
AKP iktidarı; birinci aşamada vesayeti önlüyorum diye demokrasiyi kullandı ve sonra o trenden indi; ikinci aşamada ideolojisi önündeki engelleri kaldırmak için otokrasiye geçti. Denetim ve Meclis yetkileri budandı. Şimdi üçüncü aşamada acaba şeriata geçmek mi istiyor?