Karaman’ın Ermenek ilçesinde 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili üçü tutuklu 16 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün görüldü.
Savunmalarında, hiçbir şeyden haberdar olmadıklarını öne süren maden ocağının ortakları Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar’la, Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey, sorumluluk kabul etmedi.

Fotoğraf: DHA
Taşkınlık yapanı salondan çıkarırım
Sabah saatlerinde başlayan duruşmada mahkeme başkanı Mustafa Başarı, dünkü duruşmada tutuklu sanıklara tepki gösteren madenci yakınlarını “Bugün sanıklar, savunmalarını, ifadelerini verecekler. Hoşunuza gitmeyen şeyler söyleyebilirler. Taşkınlık yapanı salondan çıkarırım” sözleriyle uyardı. Salonda güvenlik güçlerinin sayısının düne göre artırılmış olması dikkat çekti.
‘Bakın katiller bakın’
Tutuklu sanıklardan Abdullah Özbey’in kimlik tespitinin yapıldığı sırada, faciada yaşamını yitiren madencilerden Osman Çoksöyler’in eşi Şadiye Çoksöyler, kucağındaki kızı Kübra’yı gösterip, “Bakın katiller bakın. Bu çocuğu babasız bıraktınız. Yazıklar olsun. Şu çocuğun gözlerine bakın, babasız bıraktınız. Bu çocuk babasını arıyor hep” sözleriyle tepkisini gösterdi. Çoksöyler daha sonra salonu terk etti.
Özbey: Haberim yoktu, kazadan sonra öğrendim
Kimlik tespitinin ardından savunmasına geçilen Abdullah Özbey, şunları söyledi: “Biz maden sahasını 1999 yılında Saffet Uyar’ın şirketine devrettik. Benim sorumluluğum yoktur. Madende birden fazla su baskını olmuş ama benim haberim yok. Kazadan sonra öğrendim. Bizim denetim yükümlülüğümüz var ama bize görevlendirdiğimiz kişiler bize haber vermezse biz bir sıkıntı olduğunu nerden bilelim?”
Özbey, satın alınmayan sondaj makinasını alınmış gibi gösteren, kendi şirketinin düzenlemiş olduğu sahte faturaya ilişkin bir soruya da, “Ben yeraltına inmedim bilmiyorum” karşılığını verdi.
Uyar: Mühendisler ve şefler yanlış yönlendirdi
Has Şekerler’in sahibi Saffet Uyar da, savunmasında tıpkı Özbey gibi, madendeki hiçbir olaydan haberi olmadığını savundu. Uyar’ın savunması şöyle: “Beni mühendisler ve şefler yanlış yönlendirdi. Ben hergün madeni arar sorardım. Sondaj makinası alımına uğraşıyorduk ancak uygun bir makina bulamadık. Sondaj aleti alımı için bir toplantı yapıldı ve aletin Cenne şirketi tarafından alınmasına karar verildi. Madeni rödovansla ilk aldığımızda sondaj aleti kiralayarak bir inceleme yaptırmıştık. Ben rödovans ödemelerini yapamayınca maden çıkarma işini Cenne üstlendi. (İşletme müdürü) Yavuz Özsoy birçok konuda bana bilgi verirdi ancak müfettişlerden bilgi saklandığı ve matkapla sondaj yaptığının bilgisini vermedi.”
‘Çakıştırılmış harita’ muamması
Savcılıktaki ifadesinde, Has Şekerler Maden ocağının bulunduğu yerde 1994-1997 yılları arasında çalışmış olan Numune adlı ocakla Has Şekerler ocağının çakıştırılmış haritasını hazırlattığını beyan eden Abdullah Özbey, bu ifadesini mahkemede değiştirdi. Özbey, bu haritadan faciadan sonra haberdar olduğunu öne sürdü.
‘Çakıştırılmış harita’nın kendisinden saklanmış olabileceğini dile getiren Saffet Uyar ise, “Ben harita istedim ancak Abdullah Özbey bunu bize vermedi. Biz de haritasız çalışmaya devam ettik” dedi.