Enflasyon yükseldikçe başta asgari ücret olmak üzere ücret ve maaşlara zam yapıldı ama enflasyonla gerçek anlamda mücadele edilmediği için yapılan artışların birkaç ay içinde buharlaşmasının önüne geçilemiyor. 2023 başında asgari ücrete yüzde 55, memurlara ve emeklilere yüzde 30 zam yapılmasına rağmen bu kesimlerin ücret artışı sonrasında rahat bir nefes aldıklarını söylemek mümkün değil. Geçtiğimiz bir yıl içinde yaşananlar gösteriyor ki enflasyonun ücretler ve hayat pahalılığı üzerindeki olumsuz etkileri azaltılmadıkça, ücretlere yapılacak yüksek oranlı artışlar çare olmayacak.
“Asgari ücretlinin satın alma gücü geçtiğimiz yıl içinde nasıl bir seyir izledi?” sorusuna verilecek yanıt, yüksek enflasyon oranları nedeniyle ücretlerin hızla erimesi ve satın alma gücünün dramatik şekilde azalması oluyor. Asgari ücret ve civarında ücret alan bir çalışanın tükettiği mal sepetindeki fiyat artışının resmi enflasyonun üzerinde olması, milyonlarca emekçinin satın alma gücünün sadece bir yıl içinde inanılmaz derecede azaldığını gösteriyor. Ücretli emekçilerin tamamına yakını TÜİK’in enflasyon hesabında kullandığı mal sepetindeki malların bir kısmını kullanmıyor. Örneğin otomobil satın almıyor, otel ve eğlence harcamasında bulunmuyor. Onun yerine ücret kazancının büyük bölümünü gıda harcamalarına, barınma (kira, elektrik, su, doğal gaz vb.) ve ulaşıma harcıyor.