Onca yer varken, Saray içinde bir otağ, aynı zamanda devlet içinde ‘devlet’ çağrışımı yapıyor. Uygulama fikri veya tercihinin Bahçeli’den gelmesinin muhtemel olduğunu vurgulamakta yarar var. Halkın mal varlıkları konusunda hesap vermesi gerekenler, ‘ulu hakan’ ve ‘bilge koca’ rolünü oynayıp, ‘devleti birlikte sorunsuz yönetiyoruz’ mesajı veriyorlar.
Oysa, bu türden, ‘devlet içinde devleti çağrıştıran’ bir seçim bile, güç paylaşımı ile ilgili sorunlara delil oluyor. Dönelim; iki gün ara ile iki ayrı iftar. Birinde eş, diğerinde ise ortak ayarı. İftarları ayrıştıran başka önemli bir detay daha var. Belki de temel mesele budur!
İlkinde gelenekselleşen yoksulluk, ikincisinde artarak süren zenginlik gözümüze sokuluyor. Ortası yok! Tıpkı ‘Yeni Türkiye’ gibi. Önce halkın sofrasına çöküp manzara veriyor, sonra saray mutfağından beslenip, besliyorlar. 2 fotoğrafta tek kare; samimiyetsizliğin, yozlaşmanın, gücü paylaşmaya çalışırken halkları kandırmanın resmi!