Muhafazakârlar çevredeki kimi akademisyen, ilahiyatçı ve gazeteciler deizm salgınını dindarları ve imam hatipleri odağa koyarak tartışıyor. Bir de güya “doğru din eğitimi alınmıyor ve ondan bunlar çıkıyor” diye garip bir ilahiyat anlayışı öncülük ediyor buna. Bu yorumlarda dindarlar hedef tahtasına konuyor. Bazıları dindar gençlik arayışını sorguluyor, bazısı imam hatip liselerinin çok açılışını neden gösteriyor.
İşi iyice siyasi muhalefet aracı yapmanın peşinde olanlar da var. Onlara göre Ak Parti iktidarı yukarıdan aşağıya devlet eliyle İslamlaşma projesi uyguluyor. Bu proje tutmuyor. En çok da dindarlar arasında yükselen deizm ile bunun tutmadığı gözüküyor. Yani iktidarın zorla ve devlet eliyle islamlaştırma politikası güttüğü söyleniyor. Batıda Erdoğan’ı İslamcılık yapmakla suçlayanlar da bu meyanda konuşuyor. Bunu savunanlar zımnen muhafazakar iktidarın dindarları deistleştirdiğini pompalıyorlar. Aslında muhafazakarlar arasında ve hatta dindarlar arasında muhafazakar muhalefet kotarma çabasında bunlar.
Sanki dindarlar bir adada tek başına yaşıyorlar. Ne toplumsal alan var, ne de dünya. Hatta neredeyse dindar eğitimi bırakalım ve imam hatiplerini de kapatalım denecek. Hatta başörtü de inandırıcılığını kaybettiği için onu da bir kenara bırakalım havaları estiriliyor.