Muhalefet, Erdoğan’a karşı, Erdoğan’ın eski dava arkadaşının arkasında birleşmeye kalktı. Olmadı. Bu çaba, iki turlu seçimlerin ilk turunda tek aday çıkarmaya kalkmanın sakatlığı bir yana, muhalefetin aklındaki önemli bir zaafı ortaya koydu: Her şeyin sorumlusu Erdoğan’dır. Ondan kurtulmak için ne taviz varsa verilmelidir; biri devirsin de kim olursa olsun. Sanki 15 yıllık toplumsal mühendislik sürecinin mimarı, müteahhitti, ustası, işçisi, destekçisi, uygulayıcısı tek başına Erdoğan’dı.
Muhalefet, karşı çıktığı şeyi, “süper kahraman” düzeyine yükselttiğinin, Erdoğan’ın gücüne güç kattığının farkında bile değil. Gerçekteyse Erdoğan, bulunduğu yerde, onu destekleyen, talimatlarını uygulayan yapılanma ve kadrolar, onu kendi çıkarlarının savunucusu olarak gören siyasal İslamın desteği olmadan duramaz. Erdoğan’ı (Gül ile birlikte) ılımlı İslamın (siz siyasal İslam olarak okuyunuz) temsilcisi olarak iktidara taşıyan, liberal entelijensiyanın aymazlığını, ABD ve AB’nin verdiği büyük desteği anımsamak da artık gereksizdir.