Bu isyanın öncekilerden önemli farkları var: İçinde ruhban sınıfının sözde “reformist” üyeleri, muhalefetin, geleneksel örgüt ve liderleri yok; isyanın ideolojisi hemen tüm gözlemciler tarafından seküler, özgürlükçü ve eşitlikçi olarak tanımlanıyor. Diğer bir deyişle bu, doğrudan rejimi ayakta tutan, kadın bedenini kontrol etmeye odaklı “hakikat rejimine” karşı bir isyan. Bu isyanın “zamanı” da öncekilerden farklı: Rejim çok sancılı bir iktidar değişikliği süreci içinde.
Bu farklılıklar, isyanın Türkiye’deki “Gezi olayı” ile önemli benzerlikleri olduğunu gösteriyor: Hareket, kendiliğinden, kadınların katılımı ve profili çok yüksek, farklı etnik grupları birlikte ve isyan ilk andaki tetikleyici olayı hızla aşarak evrenselleşti; internet ve sosyal medyayı yoğun biçimde kullanıyor, geleneksel muhalefet gruplarına, liderlerine ideolojilerine ve siyasi planlarına mesafeli, zamana ve mekâna göre kendi geçici liderliklerini yaratıyor. Bu benzerlikler de bu isyanın, daha gelişkin, bir örgütlenme, liderlik ve mücadele düzeyine erişemediği takdirde rejimi değişime zorlama olasılığının çok düşük olduğunu düşündürüyor.