AMBERİN ZAMAN
Türkiye’de çok ama çok güzel şeyler oluyor. Seçim sonuçları ne olursa olsun Saray tetikçilerine, OHAL’e, havuz medyasına rağmen bir demokrasi şöleni yaşıyoruz. İnsanlar meydanlara akın ediyor, kendi kaderlerini tayin etme hakkına yeniden sahip çıkıyor. İzmir’de, Ankara’da Diyarbakır’da. Korku dağları aşıldı. Tam demokrasinin ruhuna fatiha okunurken, bir anda muhalefet şahlandı ve artık Erdoğansız bir Türkiye fantezi olmaktan çıktı. Cin şişeden fırladı. Er veya geç Türkiye’nin sancılı demokrasi serüveninde AKP iktidarıyla geçen son 16 yıl bir devir olarak anılacak, kader olarak değil.
Evet Türkiye’de devasa bir tahribat yaşandı. On binlerce insan işinden, özgürlüğünden oldu. Yargı, akademi, medya, diplomasi darmadağın. Barış süreci çöpe atıldı. Ekonomi kırılgan. Kin, nefret ve mezhepçilik bizzat devlet eliyle kamçılandı…
Ama artık insanlar korkudan, umutsuzluktan, grilikten bıktı. Bacakları ve kuyruğu kesilen o minik siyah köpek yavrusu bu duyguların dışavurmasında bir nevi katalizör görevi gördü. Dincisi, laiki, milliyetçisi, Kürtü, bir olup “Yeter, bu kadar kötülük” diye haykırdı.
Sustuklarına bakmayın. Birçok AK Parti’li aydın biliyorum ki yeniden ‘iyi ve haktan yana’ olmayı feci halde özlüyor. Onurunu vicdanını geri kazanmak istiyor. ‘Dip dalga’ denen fenomen tam da bu.
İlk kez CHP ve seçmeni “Nasıl olsa ordumuz her şeyi halleder” rehavetini üstünden attı. Muharrem İnce’nin yarattığı müthiş enerji, aşıladığı özgüven ve cesaretle birlikte CHP’li kitle çocuklarının geleceğine sahip çıkıyor.
Erdoğan’ın tüm kışkırtmalarına inat İnce’nin HDP, Selahattin Demirtaş ve Kürtlere el uzatması taban tarafından kabul gördü. Her ne kadar prensipler temelinde kınasak da reel politik düzeyinde HDP’nin ‘millet ittifakı’nın dışında tutulması bu hassas dengenin sağlanmasında faydalı oldu. En katı ‘laikçi’lerin dahi HDP’nin etrafında kenetlenmesine yol açtı.
Taktik hesaplarla dahi olsa seçmenler arasındaki kalın hatlar eriyor. HDP kitlesi de Diyarbakır’da İnce’yi sahipleniyor. Bunlar çok güzel şeyler.
Gençlerin seçime katkısı her alanda hissediliyor. Oy ve Ötesi, Sandık Gücü gibi oluşumlar sandıklarda hileyi önlemek için gece gündüz çalışıyor, gönüllüler ordusu kuruyor. Siz de katılın!
Saadet Partisi’nin gençlerden oluşan sosyal medya ekibi sayesinde 77 yaşındaki Temel Karamollaoğlu neredeyse ‘cool’ bir devrimci olarak algılanıyor. Seçimlerde birçok ilke imza atılıyor. Demirtaş’ın Twitter üzerinden yürüttüğü yaratıcı ve neşe fışkıran kampanya doktora tezleri için adeta bir maden oluşturuyor.
Bakınız Meksika’da 1 Temmuz’da yapılacak seçimler öncesinde kan gövdeyi götürüyor. 121 aday an itibarıyla katledilmiş bulunuyor. Oysa Türkiye’de tüm provokasyonlara, Suruç’taki vahşete rağmen, seçimlere kırk bin kere maşallah büyük ölçüde vukuatsız giriyoruz.
Kadınların katkısı ise inanılmaz. Örneğin Başak Demirtaş… Bu güzel ve yürekli kadın ağlak bir mağduriyet yerine güleryüzlü direnişinin simgesi oldu. Meral Akşener’in meydan okuduğu yapıya bakınca onun da cesaretine şapka çıkartmak gerekir. Meral hanım, teşekkürler.
Havuz medyası Türkiye’yi yalan haber dalında dünya çapında birinciliğe taşıyadursun, işsiz kalan birçok arkadaşımız, özellikle gençler, zincirlerini kopartıp gerçek gazetecilik yapma fırsatını yakaladı. Bu gazete (Diken), Medyascope, Duvar, Webiz, dokuz8HABER gibi platformlarda, patron baskısından uzak kamu yararına haber yapıyorlar. TÜSİAD’çılar servetini korumakla meşgulken birçok gazeteci, akademisyen, doktor, öğrenci ve daha niceleri özgürlükleri pahasına, barışçıl demokratik bir Türkiye için mücadele ediyor. Hepsine kocaman bir teşekkür borçluyuz.
Tüm bu olumlu gelişmelerin karşısında Erdoğan ve kendisini körleştiren, güce ve ranta doymayan çevresi var. Bir de yüzde 40 küsurlük bir oy bloku. Adil ve eşit koşullarda yapılan seçimlerin galibi bir Erdoğan’a söylenecek en ufak bir lafımız olamaz. Ama her şey ortada.
Birçok gözlemci Erdoğan’ın ne pahasına olursa olsun iktidardan vazgeçmeyeceği ve iktidarı elinde tutmak için her türlü yola başvuracağa kanaatinde.
Ama neyin pahasına?
Son kertede bu tarihi dönemeçte en belirleyici tercihi Türkiye’ye inkar edilemeyecek katkıları bulunan Recep Tayyip Erdoğan yapacak. Umarız tercihini gelecekte ne şekilde anılacağını tartarak yapar. Günün hırsıyla değil. Bunu sadece Türkiye’ye değil, öncülüğünü yapmakta olduğunu iddia ettiği Müslüman coğrafyasına borçlu.