Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması olayında ‘yargıyı tebrik etti.’: “Yargı eğer dik durursa, halkımın da yargıya olan güveni artarak devam eder.”
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’den Türkiye’ye dönen Erdoğan, uçakta basın temsilcileriyle konuştu.
Konulardan biri de ‘PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak’ suçlamasıyla tutuklanan ve Esenyurt Belediye başkanı Özer oldu.
Uçaktaki isimlerden biri Erdoğan’a şunu sordu:
“Sınır ötesinde PKK’ya yönelik operasyonlar devam ederken, yurt içinde terörle mücadelenin kapsamı yerel yönetimler üzerinden mi genişletilecek? Çünkü Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerinde de Esenyurt Belediyesinde olduğu gibi bir süreç yaşanmıştı. Ahmet Özer’in ve diğer terörle bağlantılı, terör suçundan yargılanan isimler hakkında CHP’nin de birtakım söylemleri ve açıklamaları olmuştu. Ancak tam da iç cepheyi kuvvetlendirme mesajları verilirken CHP’nin bu söyledikleri ne anlama geliyor? CHP ve DEM’in içerisinde bir panik havası olduğunu da görüyoruz. Bu paniğin ana sebebi Kandil’in baskısı mı?”
Erdoğan şöyle yanıtladı:
* Bu konuda Kandil’in baskısı olur veya olmaz bu önemli değil. Seçim kampanyasında bir şey söylemiştik, dedik ki “Kesinlikle hak eden makama oturur ama hak etmeyen, makamını suistimal eden, kesinlikle bedelini öder.”
* Yargı, başsavcı ve savcılar, bu konuda çok ciddi bir dirayet ortaya koyuyorlar. Ben bu dirayetleri sebebiyle yargıyı tebrik ediyorum. Bu süreç içerisinde attıkları adımlarla, aldıkları mesafeyle inanıyorum ki halkımın güvenini de kazanıyorlar. Çünkü yargı eğer dik durursa, halkımın da yargıya olan güveni artarak devam eder. Terörle demokrasinin, terörle sivil siyasetin aynı koltukta taşınmayacağını her zaman söyledik, söylüyoruz.
* Seçilmiş olmak, kimseye terörle kol kola, yan yana yürüme hakkı vermez. Siyasetçinin görevi halkına, şehrine, ilçesine hizmettir, bölücü elebaşlarına hizmetçilik yapmak değildir. Milletin imkanlarının, Kandil’deki ve Avrupa’daki terör baronlarına veya bölücü örgütün şehir yapılanmasına peşkeş çekilmesine göz yummayız.
* Yargıdan, artık ayyuka çıkan bu vahim iddiaları ve suçu görmezden gelmesini bekleyemeyiz.
* Muhalefet, yargıyı görevini yaptığı için baskı altına almaya kalkmamalıdır. Hele hele savcıları tehdit etmek, hukuk insanlarını hedef göstermek ve onlara hakaret etmek tam anlamıyla eşkıyalıktır. Biz bu baskılara, bu hakaretlere boyun eğmeyiz. Siyasi nezaketimizi sonuna kadar koruruz ama tehdit siyasetine eyvallah etmeyiz.
Ne olmuştu?
PKK üyeliği iddiasıyla suçlanan Özer’in evi, aracı ve görev yaptığı belediye binasındaki odasında arama yapılmıştı.
İstanbul başsavcılığı Özer’in ‘PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından demokratik özerklik projesinde görevlendirildiğini ve bununla ilgili dökümanların Kandil’e de ulaştırıldığını’ iddia etmişti.
Savcılık Özer’in 10 yıllık süreçte ‘terör örgütü mensubiyetleri nedeniyle adli işlem kaydı bulunan 694 kişi ve KCK yöneticilerinden Remzi Kartal’la 14 iletişim kaydının bulunduğunu’ öne sürmüştü.
Savcı ifadesinin ardından Özer’i tutuklama talebiyle mahkeme sevk etmişti. Özer, çıkarıldığı mahkemede tutuklanmıştı.
Özer’in yerine İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy kayyım olarak atanmıştı.