Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 47’nci ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın ‘pragmatik bir siyasetçi’ olduğunu söyledi ve ekledi: “Doğru söze ne denir? Tespitler yerinde.”
Erdoğan, D-8 Zirvesi’ne katılmak için gittiği Kahire’de gazetecilerin sorularını yanıtladı.
61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından Erdoğan, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılara ilişkin şunları dedi: “Biz ülkemize sığınan bu insanları kovmuyoruz. Bu insanlara ‘Evine gidersen git ama gönüllülük esasına göre git. Siz bizim başımızın üstündesiniz. ‘Ben evime gideceğim‘ diyorsanız evinize gidebilirsiniz’ diyoruz.”
Erdoğan ‘Suriye’yi yalnız bırakmayacaklarını’ söyledi ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yakında ‘yeniden yapılanma’ için Suriye’ye gideceğini duyurdu.
Cumhurbaşkanı, YPG ve PKK için de ‘yolun sonunun göründüğünü’ söyledi.
Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
‘Suriye yönetimine yardım edeceğiz’
* PKK/YPG’nin umutları boşa çıktı. Esed’in beklentileri farklıydı ama bunlar tecelli etmedi. Yeni bir tablo ortaya çıktı. Esed’in şu anda Rusya’da olması, olayın ne kadar manidar geliştiğinin bir ispatı. Bundan sonraki süreçte Suriye’deki kardeşlerimiz, gelecekleri ile ilgili kararları kendileri verecek. Bizler de onlara devlet yapılanmasının nasıl olması gerektiği hususunda yardımcı olmaya çalışacağız. Bizim tecrübelerimiz oraya nasıl aktarılabilir, yeni bir toplumsal sözleşme çerçevesinde bir devlet nasıl ayağa kaldırılabilir, bu konularda Suriye yönetimine yardım edeceğiz.
‘Colani ve Suriye yönetimiyle iletişimi başlatmış durumdayız’
* Bir devleti ayağa kaldırırken en önemli adımlardan bir tanesi anayasanın inşasıdır. Bu konuda biz, başta sayın Colani olmak üzere yeni Suriye yönetiminde yer alan isimlerle iletişimi başlatmış durumdayız. Bildiğiniz gibi Milli İstihbarat Teşkilatı başkanımızı gönderdik. Dışişleri bakanımız konunun bütün muhataplarıyla başından itibaren zaten diyalog halinde.
‘Terör örgütü için yolun sonu görünüyor’
* Biz Suriye’de mevcut terör örgütlerinin etkisiz hale getirilme zamanının geldiğini de göstereceğiz. Bize sınırlarımızın güneyinden herhangi bir tehdidin bundan sonra gelmemesi için bunu yapacağız. Çünkü böyle bir riski kabullenmemiz mümkün değil. Terör örgütünün tek amacı hizmet ettikleri odaklara yaranmak olduğu için yalnız kalmaya mahkumlar. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle… Ancak yarınları olmayacak. Terör örgütü için yolun sonu görünüyor.
* Yıllarca bölgemizdeki halklara kan kusturdular. Başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere, Türklere, Araplara, Ezidilere ve nicelerine hayatı zehrettiler. Bölgenin geleceğinde teröristlere yer yok. Özellikle PKK terör örgütü ve uzantılarının raf ömrü tükenmiştir. Suriye’de sağlanacak güven ortamı, terör örgütlerinin militan teminini de engelleyecektir. Bundan sonra bölgemizde barış ve huzurun tesisi için yollar açıktır.
‘Bazı siyasi partilerin de umutları suya düştü’
* Ülkemizdeki bazı siyasi partiler, Suriye ile ilişkiler noktasında yakın bir zamana kadar farklı açıklamalar yapıyorlardı. Şu anda onlar herhalde aynı şeyleri söyleme durumunda değiller. Onların da bütün umutları suya düştü. Suriye, bu yeni oluşumla hakikaten istikrarlı bir yapı kurduğu takdirde, İslam dünyasında bana göre çok güçlü bir yer alacaktır. Bugün 30 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip bir Suriye, göz ardı edilemez.
‘Donald Trump’la yapacağımız görüşmeler çok önemli’
* Amerika Birleşik Devletleri’yle sayın Donald Trump’ın görevi devralmasıyla birlikte yapacağımız görüşmeler çok önemli. Ruslar Suriye’deki büyükelçilik ve başkonsolosluklarını kapatmayı düşünmediklerini söylüyorlar. Bu da Suriye için bana göre bir zenginliktir. Diplomatik misyonların devamında fayda var. Beni en çok sevindiren şeylerden bir tanesi de gerek İslam dünyası gerekse Batı’dan birçok ülkenin artık sayın Colani’yle irtibatlarını geliştiriyor olmasıdır. Bunlar da bir yerde yeni yönetime güvenin işaretidir. Yeni dönemde Suriye, inşallah çok daha farklı bir şekilde ayağa kalkacaktır.
‘Dünya ayağa kalksaydı İsrail bu cesareti bulamazdı’
* İsrail uluslararası hukuku çiğnemeyi adet haline getirdi. Gazze’de uluslararası hukuku ayaklar altına aldılar, dünya sessiz kaldı. Lübnan’da egemen bir devletin toprağını işgal edip kan döktüler, dünya yine sessiz kaldı. İsrail’in pervasızlıklarına bugün Suriye maruz kalıyor. İsrail’in Golan Tepeleri’ni işgaline yönelik BM Güvenlik Konseyinin 1967’deki 242 numaralı kararı mevcut. Bu kararla İsrail’in Golan Tepeleri’ni işgal etmesi kınanmakla birlikte bölgeden çekilmesi talep ediliyor. Bu kararın yeniden hatırlatılması ve uygulanması için uluslararası toplumun harekete geçmesi önemli. Batılı ülkelerden İsrail işgaline karşı cılız da olsa ses yükselmeye başladı.
‘İsrail’i köşeye sıkıştırmaya devam edeceğiz’
* Halbuki İsrail sivillerin üzerine ilk bombayı attığında dünya ayağa kalksaydı, İsrail bugün bu işgal adımını atacak cesareti bulamazdı. Biz o gün sessiz kalmadığımız gibi, bugün de Suriye’nin topraklarını işgale kalkışan İsrail’e karşı sessiz kalmadık, kalmayız. İsrail, uluslararası hukukun kendilerini de bağladığını er ya da geç öğrenecek. Biz her zeminde İsrail’i köşeye sıkıştırmaya, hukuka uygun hareket etmeye zorlamaya devam edeceğiz. Ancak Suriye’deki durumdan kendisine fayda sağlamasının da önüne geçmek için uluslararası tüm mekanizmalar etkin bir şekilde kullanılmalı.
‘Yarın çok geç olmadan ‘dur’ denilmeli’
* İsrail’in durdurulması için ABD başta olmak üzere Batılı ülkelere büyük görevler düşüyor. İsrail’in Suriye’nin topraklarını işgalinin kabul edilemeyeceği en gür şekilde ifade edilmelidir. Yarın çok geç olmadan bölgemizdeki huzuru ve istikrarı sürekli tehdit eden İsrail saldırganlığına ‘dur’ denilmelidir. Yoksa İsrail bumerangı yarın onları her şartta destekleyenleri de hedef alır. Dün yaptığımız uyarılara kulak tıkayanlar, doğruları söylediğimizi bugün gördüler. Yarın, pişman olmamak için, bugün yaptığımız uyarıları dikkate alıp gerekli adımları atmalarını tavsiye ediyorum.
‘DAEŞ bahanesiyle PKK ve uzantılarına sahip çıkma anlayışında olanlar var’
* (Suriye diplomasisi) Ben doğrusu bu konuda olumsuz bir yaklaşım görmedim. Bölgesel ve küresel her kriz ve gelişme diplomasi trafiğimizi artırıyor. Görüşmelerimiz Suriye’nin geleceği, barış süreçleri ve uluslararası iş birliği açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Suriye diplomasimiz kapsamında görüştüğümüz liderlere Türkiye’nin, Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğü için gayret gösterdiğini anlattım. Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumanın yolu öncelikle terör örgütleriyle mücadeleden geçiyor.
* DAEŞ bahanesiyle PKK ve uzantılarına sahip çıkma anlayışında olanlar var. Bu yaklaşım yakın geçmişte Suriye’yi bölünmenin eşiğine getirdi. Biz en başından beri PKK ve uzantılarıyla da, DAEŞ unsurlarıyla da mücadele ettik, ediyoruz. Batılı ülkelerin caddelerinde, meydanlarında nasıl DAEŞ gösteri yapamıyorsa PKK ve uzantıları da yapamamalı. Sadece caddeler meydanlar değil, sosyal alanlardan kültürel mecralara kadar her yerde terör yapılanmaları ile mücadele şart.
* Bizim Suriye’yle 900 kilometreyi aşkın bir sınırımız var. Bütün bu sınır hattında Esed’e karşı duvarlardan tutun gidiş-gelişlere kadar ciddi manada engelleme adımları attık. Şu an itibarıyla yeni yönetimin oluşmasıyla inşallah Suriye-Türkiye ilişkilerini biz çok daha farklı bir yere taşıyacağız. Dikkatinizi çeken bir şey herhalde vardır. Halep’teki çarşılar, Halep’teki alışveriş yerleri bir anda hareketlendi. Savaştan önce Esed zamanında oraya yaptığım ziyarette, oradaki kapalı çarşının aynen bizim kapalı çarşılar gibi hareketli bir yer olduğunu görmüştüm. Yani orada tarih var, ticaret var. Şu anda da hareket var. İnşallah bu hareket oraya bereketi getirecektir diye düşünüyorum.
Trump’ın açıklamaları: Doğru söze ne denir?
* Sayın Trump’ın sözleri kendisinin ve önümüzdeki aylarda oluşturacağı yönetiminin Türkiye’ye bakışını özetliyor. Türkiye’nin gücünün ve etkinliğinin bizdeki muhalefet dışında herkes farkında. Aslında onlar da bazı şeylerin farkındalar ancak gerçekleri konuşmaya dilleri alışkın olmadığı için çarpıtıyorlar. Türkiye’nin diplomaside artan gücünü uluslararası düşünce kuruluşlarından medyaya varıncaya kadar herkes yazıp çiziyor. Biz de gücümüzün ve etkinliğimizin farkındayız. Bu gücün kaynağı olan milletimize yaraşır biçimde hizmet etmenin derdindeyiz. Geçenlerde de söylediğim gibi Türkiye, Türkiye’den büyüktür.
* Bizim topraklarımızı korumak, ülkemizi kalkındırmak, köklerimize tutunarak ileriye adımlar atmak gibi bir gayemiz var. Bunun yanında dostlarımızın, kardeşlerimizin yanında durma sorumluluğunu omuzlarımızda hissediyoruz. Şam’da büyükelçiliğimizi yeniden faaliyete geçirdik, orada adımızı gören Suriyeli kardeşlerimizin hissiyatlarına bir bakın. Türk beklenendir, sözü öylesine kurulmuş bir cümle değildir.
* Türkiye’nin gönül sınırları fiziki sınırlarının çok ötesindedir. Gittiğimiz her ülkede, ayak bastığımız her coğrafyada, bunu gördük. Sayın Trump da aslında bir durum tespiti yaparak ülkemizin gücü ve etkinliğinin altını çiziyor. Doğru söze ne denir? Tespitler yerinde. Aramızda herhangi bir sıkıntı gerçekten yok.
* Şu an itibarıyla kendisi seçildiği andan itibaren görüşmelerimizi yaptık. Sayın Trump pragmatik bir siyasetçi. Kendi ülkesine ve müttefiklerine maliyet üreten politikaları değiştirme vizyonuna sahip. Devir-tesliminden sonra yine herhalde biz de ilk tebriğimizi yapar, gündemimizde bulunan konuları samimiyetle ele almaya başlarız.
‘Ülkemize sığınan bu insanları kovmuyoruz’
* (Suriyeli sığınmacılar) Bölgedeki bütün bu gelişmelerde adımımızı inanarak attık. “Biz Ensar’ız, onlar Muhacir…” derken bizim değişmez kaynaklarımıza, kutsal değerlerimize dayanarak bunları söyledim. Ama muhalefet böyle bakmıyordu. Ensar kavramı ne anlama gelir, Muhacir ne anlama gelir bunları anlamak gibi bir dertleri yoktu. Peki ne oldu şimdi? CHP kendi içinde bölük pörçük, paramparça. Öbür tarafta DEM, onu zaten söylemeye gerek yok. Biz bu süreçte terörle mücadeleyi de çok kararlı bir şekilde yaptık. Elhamdülillah neticeyi de aldık ve alıyoruz. Sınır boylarında bu kadar duvar örüyoruz. Bu duvarları kendi ülkemizi terör tehdidinden koruyalım diye inşa ettik, ediyoruz.
* Bunun yanında yeni bir adım daha atacağız. Irak’la, Suriye’yle ticari ilişkilerimizi yoğunlaştıracağız. Bu, gerek Suriye için gerek Türkiye için yeni bir hareketlenmeyi her bakımdan getirecek. Bununla birlikte de bölgeye farklı bir hava gelecek. Gaziantep şu anda hareketlendi. Kilis aynı şekilde hareketleniyor ve daha da hareketlenecek. Biz ülkemize sığınan bu insanları kovmuyoruz. Biz bu insanlara “Evine gidersen git ama gönüllülük esasına göre git. Siz bizim başımızın üstündesiniz. ‘Ben evime gideceğim’ diyorsanız evinize gidebilirsiniz” diyoruz.
* Şu anda zaten Suriyeli çocukların okulları devam ediyor. Okullarını bu sene burada bitirecekler. Ondan sonra Suriye’de, Dara’da, Deyrizor’da, Suriye’nin diğer bölgelerinde evleri varsa oraya rahatlıkla gidebilirler. Savunmadan tutun, eğitime, enerjiye kadar birçok alanda iş birliği yapacağız. Suriye’nin şu anda enerjide ciddi sıkıntıları var. Ama biz onların enerjideki bu bütün sorunlarını da inşallah süratle gidereceğiz. Bu konuda da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız oraya her türlü imkanı inşallah sağlayacak.
‘Hakan Fidan da gidecek’
* Suriye’nin geleceğini temellendirecek, kapsayıcı bir anayasa yapmak ve siyasi sistem inşa etmek de bu adımlar kadar gerekli. Suriye’nin geleceğine Suriye halkının karar vereceği gerçeğini kimsenin aklından çıkartmaması gerekir. İnsani yardımlar konusunda yeterlilik söz konusu değil. Suriye’ye şu anda o beklenen insani yardımın geldiği de yok.
* Biz Türkiye olarak bugüne kadar Suriye’ye yeni dönem için insani yardım bazında birçok katkılar yaptık. Şimdi de bu devrimden sonra bu insani yardımlarımız devam ediyor, devam edecek. Bu yeni yönetimin özellikle ihtiyacı olan birçok unsur bulunuyor. Bu unsurlar konusunda da onları yalnız bırakmayacağız.
* Özellikle DAEŞ, PKK/YPG bunlarla mücadelede onların hiç yalnız kalmaması lazım. Gereken neyse bunları yapacağız. Yakında Dışişleri bakanımız Hakan Fidan da inşallah oraya gidecek. Yeni yapılanmayı birlikte yapacaklar.
Trump ne demişti?
Donald Trump, bir gazetecinin Suriye’yle ilgili sorusunu yanıtlarken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘çok akıllı ve güçlü’ olduğunu belirterek “Bu işin arkasında Türkiye var. Binlerce yıldır orayı istiyorlardı ve aldılar” demiş ve şöyle konuşmuştu:
“Bu arada Türkiye bölgede büyük bir güç, Erdoğan çok iyi anlaştığım biri ve büyük bir askeri gücü var. Çok güçlü bir ordu kurdu. Onun ordusu savaşla ve diğer şeylerle yıpranmadı.
Yani bizim de 250 bin kişilik bir orduyla 5 milyon kişilik bir ordu arasında kalan 5 bin kişilik bir ordumuz vardı. Ben de bir generale “Bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sordum. O da ‘ordunun hemen yok edileceğini’ söyledi. Ben de onları geri çektim ve çok da tepki aldım. Ve ne oldu biliyor musunuz? Hiçbir şey. Bir sürü hayat kurtardım. Şimdi orada 900 askerimiz var, bazılarını geri çağırdılar.
İki taraftan söz ediliyorsa bir taraf yok edildi. Diğer tarafın kim olduğunu kimse bilmiyor, ama ben biliyorum. Kim olduğunu biliyor musunuz? Türkiye. Bu işin arkasında Türkiye var. O çok akıllı bir adam. Binlerce yıldır orayı istiyorlardı ve aldılar. Oraya giren insanlar Türkiye tarafından yönetiliyor ve bunda bir sorun yok. Bu da savaşmanın başka bir yolu. Askerlerimizin öldürülmesini istemem. Zaten artık olmaz diye düşünüyorum.”
Suriye’de kadın hakları ve laiklik protestosu: Dinci sistem istemiyoruz
Colani: Suriyelilere kişisel görüşlerimi empoze etmek istemiyorum
HTŞ lideri Colani: Suriye’nin bir molaya ihtiyacı var
Rusya: Suriye’nin geleceği Suriyeliler tarafından belirlenmeli
BM genel sekreteri: Suriye’de geçici hükümetin sivilleri koruma taahhüdünden memnunum
Rusya, Suriye’den asker ve teçhizat çekmeye başladı
AB: Suriye’nin geleceğinde İran ve Rusya’nın yeri olmamalı
Trump’tan Suriye analizi: Bu işin arkasında Türkiye var
Financial Times: Esad, Rusya’ya 250 milyon dolar nakit kaçırdı
AKP sözcüsü Çelik: HTŞ’nin arkasında olduğumuza dair bütün söylemler yanlış
ABD, terör örgütü gördüğü Suriye’deki HTŞ’yle direkt temas kurduğunu açıkladı
Terör örgütü olarak görüyordu: Britanya ile HTŞ arasında diplomatik temas
Türkiye, İsrail’in Golan Tepeleri’nde genişlemesini şiddetle kınadı
Fidan ve Blinken hemfikir: ‘Suriye’de IŞİD ve PKK hakim olmamalı’
Erdoğan’dan ABD dışişleri bakanına: Suriye’de önleyici tedbirler alacağız
ABD, Suriye’deki geçiş hükümetini desteklemek için şartlarını duyurdu